Utanmamız gerekirken...
Mehmet Şener yazdı...
Erzurum Güncel- ETSO Başkanı Lütfü Yücelik, Pusula gazetesine yaptığı açıklamada, "Erzurum’a yatırımcı gelmiyor. Bizim de içinde bulunduğumuz 5. Bölge, yatırımcı için cazip şartlar sunmuyor" demiş! Bir yanıyla doğru. Ancak fotoğrafın tamamına bakıldığında da yanlış. Yanlış...Çünkü: Vaktiyle Erzurum’un yöneticileri öyle vahim hatalar yaptı ki, adeta yatırım için sıraya girmiş olan işadamlarını ya kovdular, ya da kovmaktan beter ettiler! Tamam; belki bugün için kimse kapımızda "yatırım yapacağım" diye sırada beklemiyor. Kabul... Peki şu on yıl içinde kaç yatırımcıyı nasıl kovduğumuz gerçeğini ne yapacağız? Eskiler, "eğri oturup doğru konuşalım" demiş. Biz de "hayır doğru oturup doğru konuşalım ki tarihe gerçek bilgiler bırakalım" diyoruz. Daha önce de defalarca yazmıştık. Lakin hafıza-i beşer nisyan ile malül olduğu için, bırakın son on yılı, bir kaç ay öncesi dahi unutulup gidiyor. Şu halde hatırlatalım... Erzurum’a yatırım için gelen ancak o günkü şehri yöneten zevat tarafından itibar edilmeyen bir kaç yatırımcıyı sıralayalım: Ali Şahsuvaroğlu (İtalyanlar ile ortak traktör fabrikası kuracaktı, Organize Sanayi’nde yer istedi verilmedi. O da gitti Balıkesir’e kurdu. Merak edenler gidip Balıkesir’deki fabrikayı görebilir. Yüzlerce insan çalışıyor, her yıl yüzlerce traktör ve ekipmanı üretiliyor.) Dizayn Boru (Adamlar günlerce Erzurum’da yatıp kalktı. İstekleri, elli dönümlük bir araziydi. Dünyanın dört bir yanına boru satan Dizayn, o boruların üretimini Erzurum’da da yapmak istiyordu. O günkü ihanet çetesi, yani on yıl önceki yöneticiler, allem edip gullem edip Dizayn Boru’yu da Erzurum’dan kovmayı başardılar. Onlar da gidip fabrikayı Sivas’a kurdular.) Gecem Aydınlatma (Bu da diğerlerine göre mütevazi bir şirketti ama Erzurumlu Cemal Şengel’in şirketiydi. Elazığ’da fabrikası vardı, üretim yapıyordu. Erzurum’da da aynı fabrikayı kurup, elektrik aksamı üzerine üretim yapmak için başvuruda bulundu. Tarih aynı dönemdi ve ne yazık ki o ihanet çetesi işbaşındaydı. Gecem Aydınlatma’nın Erzurum’a yatırım yapmaması için ( kusura bakmayın ama bunu anlatacak başka kelime yok) ne kadar ibnelik varsa hepsini denediler ve sonunda kaçırmayı başardılar.) Bunlar hemen aklıma gelen kaçırılmış yatırımlardır. Bir de bizim haberimizin olmadığı tokat yemiş yatırımcılar var! Misal hemşerimiz Burhanettin Kaya, Erzurum’a beş yıldızlı otel yapmak için çırpınıp durdu ama ihanet çetesinin ördüğü defans duvarını aşamadı. Başkaları da var... Şimdi buradan ETSO Başkanı Yücelik’e soruyorum: "Bize yatırımcı gelmiyor" diyorsunuz ya, beyim daha ne olacaktı ki siz gelenleri "yatırım" kabul edecektiniz. Traktör fabrikasını kovduk olmadı, plastik boru fabrikasını kovduk yetmedi, otelciyi kovduk doymadık, elektrik aksamı yapacak fabrikayı kovduk kesmedi... Söyler misiniz Allah aşkınıza, bu kadar yatırımcıya kırmızı kart göstermiş olan bir şehre siz yatırımcı olsanız gelir misiniz? Hep söylüyorum. Erzurum’un geçmiş on yılı kayıp yıldır. Düpedüz ihanete uğradık, arkadan hançerlendik. Ayrıca bir düşmana ihtiyacımız yoktu, içimizdeki Brütüsler öyle başarılı ihanetler yapıyordu ki, bugün belki Erzurum’un çehresini değiştirecek o projelerin hepsi tekme tokat kapı dışarı edildi! Şimdi hep beraber ağıt yakıyoruz: "Erzurum’a yatırımcı gelmiyor!" Allah’tan korkmuyorsak(haşa) hiç olmazsa kuldan utanalım. Yatırımcının kafasını gözünü yarıp, hırsız ilan eden biz değil miyiz? Halen Erzurum’da kanının son damlasına kadar mücadele ederek yaptığı üretimi sürdürmeye çalışan işletmeleri batırmak için elimizden gelen tüm çirkinlikleri sergileyen biz değil miyiz? Zenginliği ve üretimi "hırsızlık" olarak görüp, servet düşmanlığında birinciliği dünyada hiç kimseye bırakmayan ve de arkadaşının iflasından mutlu olan insanların yaşadığı şehir Erzurum değil mi? Dolayısıyla... Sayın Yücelik; artık beylik laflarla zevahiri kurtarmaya çalışmayı bırakın... "Erzurum’a yatırımcı gelmiyor, teşvik yeterli değil" Olduysa mübarek olsun! Yahu birader; bu şehir, kendi öz evladını "hırsız" ilan etmekte en hünerli cambazlara bile taş çıkartan bir anlayışı kendine amentü bellemiş... Daha ne kadar kötü olabiliriz ki? Kaç zamandır uyarmaya çalışıyorum. Hoş kimsenin iplemediğini de biliyorum ama yine de uyarıyorum: Ey efendiler! Erzurum ekonomisi dibe vurdu. Çınar büyüklüğünde firmalar utançlarından başlarını alıp gittiler, gitmeyenler de iflas erteleme talebinde bulundular. Niye ısrarla görmek istemiyorsunuz bilmiyorum. Lakin bu şekilde davranmakla aslında bindiğiniz dalı kesiyorsunuz haberiniz yok. Yahu baksanıza şu hale: Ahmet Karadayı bi sallandı, şehir o dakika girdaba düştü! Bazıları zannetti ki giden sadece Ahmet Karadayı olacak! Hayır... Öyle olmadı işte... Ahmet sallandı, onlarca işadamı dut gibi düştü! Bugün hep beraber kına yakabiliriz. Erzurum’da iş dünyası, kebapçı ve pastaneci eksenine sıkışıp kaldı. Eskiden eczacılarımız vergi şampiyonu oluyordu, şimdi de pidecilerimiz olacak! Ama bazı yerlerde ısrarla şu tabelalar asılı duracak: ETSO Borsa Esnaf Sanatkarlar Birliği Diğerlerini yazmaya bile gerek yok. Somun pehlivanı gibi, tabela kurumlarımız var! İşadamı olmayan şehrin ticaret odası, üreticisi olmayan şehrin Ticaret Borsası, esnafı tefeciye esir düşmüş şehrin Esnaf Odası var... Ve en trajikomik olanı da bu şehrin mebusu, valisi ve de belediye başkanı var! Sonra da hayıflanıyoruz: Ermeni diasporası niye illa da Erzurum’u istiyor! Marketlerde raf ömrü geçen ürünler ilgili firma tarafından anında toplanır. Erzurum’da ise, raf ömrü geçeli seneler olmuş adamlar hala küflü raflarda alıcı bekliyor! "Teşvik var ama yatırımcı gelmiyor" Lütfü Bey böyle buyurmuş! Sayın Başkan keşke eline çuvaldızı alıp siyasi iktidarı şişlemeden evvel şu dandikten iğneyi kendine batırmayı deneseydi... Biliyorum zordur. Ama kesin çözüm o iğneyi önce kendimize batırmaktır. Bugün biz, Ali Şahsuvaroğlu’nu, Burhanettin Kaya’yı, Dizayn Boru’yu, Cemal Şengel’i ve daha nicelerini bu şehirden kovan adamlardan hesap sormadıkça, hangi yatırımcıya güvence verebiliriz ki? Önce dürüst olalım...
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.