1. HABERLER

  2. ERZURUM

  3. Yapamadıklarını, kapatıyorlar!
Yapamadıklarını, kapatıyorlar!

Yapamadıklarını, kapatıyorlar!

2011 Kış Oyunları öncesi yan gelip yatan belediyeler, şimdi ise bitiremedikleri işleri brandayla kapatmaya çalıştılar. Mehmet Şener branda rezaletini yazdı, Levent Akpınar ise haberini....

A+A-

Erzurum Güncel- 2011 Kış Oyunları öncesi Taşmağazalar'da çevre düzenlemesi yapan Büyükşehir Belediyesi bitiremediği hazırlığı brandayla kapattı. Üç aylık yaz dönemini değerlendirmek yerine çalışmaları son dönemlere sıkıştıran belediyenin bulduğu brandalı çözüm esnafın tepkisini çekti. 2011 Kış Oyunlarına sadece bir gün kalmasına rağmen yarım kalan çalışmalar gün yüzüne çıktı. Büyükşehir Belediyesi'nin Tebrizkapı ve Taşmağazalar Caddesi'nde yürüttüğü çevre düzenlemesi çalışmalarının yarım kalması üzerine brandalı çözüm üretildi. Ekiplere verilen talimatla tüm yarım kalan işlerin üzeri 2011 brandalarıyla kapatıldı. KÜÇÜKLER HAZIRIZ DEDİ AMA… Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler'in "şehir olarak oyunlara hazırız" açıklamalarının aksine bazı işlerin yarım kaldığı ortaya çıktı. Taşmağazalar'da yaz mevsiminin sonunda başlatılan çevre düzenlemesi çalışmalarının bitirilmemesi de esnafın tepkisine neden oldu. Parkelerin döşendiği, aydınlatma ışıklarının yapıldığı caddede havuzların yapımı yarım kaldı. Belediye ekipleri de havuzları brandalarla kapatarak çirkin görüntüyü önlemeye çalıştı. VERİLEN SÖZLER TUTULMADI Havuzların brandalarla kapatılmasına tepki gösteren Taşmağazalar esnafı, " Hem çevre düzenlemesi tam olarak bitirilecek, hem de dış cepheler yapılacaktı. Çevre düzenlemesinin bazı kısımları bitti, ancak havuzlar bitirilemediği için belediye brandalı çözüm üretti. Bize Taşmağazalar'ın 2011 oyunlarına hazır olacağını söylediler, ne yazıkki verilen sözleri tutmadılar" diye konuştular. Levent AKPINAR MEHMET ŞENER YAZDI... Brandalı şehir! Bilmeyen biri zanneder ki, şehir gerçekten de mahalli yönetim noktasında Kış Oyunları’na hazırdır. Öyle ya, başınızı hangi yöne çevirirseniz çevirin, şehri kuşatan o iğrenç reklam tahtalarında belediye başkanlarının sırıtan fotoğraflarını ve altında da sanki bir marifetmişçesine İngilizce olarak, “Welcom” yazıyor. Yani herkesin İngilizce bildiğini kabul ederek, 52 ayrı ülkeden gelen sporculara, İngilizce olarak “hoş geldiniz” diyorlar! Ve bu geri kalmış kültür ürününü sergilerken de, kim bilir kendilerini nasıl entelektüel olarak görüyorlardır! Doğrusu bu kadarını da düşünüp düşünmediklerinden emin değilim; ama en azından benzin istasyonlarındaki tabelalardan biliyorlardır ki; “Velkom” yazıyorsa, “hoş geldiniz” demek! Sorsanız ki haydi bir de, “güle güle yaz” apışıp kalacaklar ve hemen reklamcılarına dönüp soracaklar: “Ulan! Benzinciden çıkışta güle güle nasıl yazılıyordu?” Tıpkı Zeki-Metin skecinde olduğu gibi… Kimse kimseye yutturmaya kalkmasın, şehir ortada işte: Pis, karanlık ve izbe… Ayrıca da brandalı! Belediyeler koskoca bir yaz sezonunda sırtüstü yatıp durdular, son bir iki ayda gayrete gelmelerine rağmen tabii ki kavuşturamadıkları cadde ve sokak düzenlemelerinden ötürü, sadece kendilerini rezil etmediler, vatandaşı da mahcup ve mahzun bıraktılar. Yakutiye Parkı ortada… Taşmağazalar da öyle… Madalya törenlerinin yapılacağı Çifte Minareli Medrese’nin yanındaki barakalar da duruyor, önüne inşa edilen dubleks tuvalet de… Baktılar ki rezilliğimizi bütün dünya görecek, çare olarak yarım kalmış sakat işlerini brandalarla kapatmaya çalıştılar. Yani mızrağı çuvala sokmaya çalıştılar! Elin Japonu, Almanı, Fransız’ı, İngiliz’i ve de Yunan’ı şehri gezdiklerinde görecekleri şey şudur: Belediyeler tarafından üzerleri brandalarla kapatılmış yarım işler! Ve bu şehir dünya çapında bir organizasyona ev sahipliği yapıyor! Başından beri söyleyip durmaktayız: Merkezi hükümet Kış Oyunları için elinden gelen tüm fedakarlığı ve samimi çabayı gösterdi. Sınıfta kalan sadece ve sadece belediyelerdir. “Yerel yönetimler merkezi hükümetin hızına ayak uyduramadı” derken de zaten tam olarak bu gerçeği haykırıyorduk. Duvar büyüklüğündeki fotoğraflarını tahtalara yapıştırıp, altına da saçma sapan İngilizce ifadeler yazmakla, görevlerini yaptıklarını zanneden bu belediye başkanları, esasında sadece kendilerini kandırdıklarını unutuyorlar. Hani İstanbul’da turist rehberleri vardır, daha doğrusu kendisinin İngilizce konuştuğunu zanneden simsarlar… Bizim belediye başkanları da işte o misal kendilerini ciddi ciddi belediye başkanı olarak görüyorlar ve sanki önemli hizmetlere imza atmışçasına bir de reklam tahtalarına çıkıyorlar… Turistleri bilmem ama Türkçe bilen ve bu şehri az çok tanıyan herkes bu trajik komedyaya bilmem neresiyle gülüyor. Belediye başkanlarının biri, Çifteler’i, öteki de Yakutiye’yi rezil etti. Yetmezmiş gibi şimdi de, gerçekte iş yapan kurumların astıkları afişleri sökmeye başladılar; şöyle ki: Koordinatörlük afiş asıyor, belediyeler söküyor. Niye? Sebebi şu: Afişlerde niye belediyenin, daha doğrusu zatı muhteremlerin isimleri yazmıyor? Düşünün ki Kış Oyunları’na kaç gün kaldığını gösteren sayaçlar bile çalışmıyor… Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, o televizyon kanalı senin bu televizyon kanalı benim diyerek dolaşıp duruyor. Ve de hiç rahatsız olmadan Kış Oyunları için yaptığı hizmetleri anlatıyor! Yani sıkıp duruyor… Medya da dünden bu palavraları yutmaya hazır. Bir gazeteci merak edip de şu ana kadar şehri dolaşmış değil. Sadece mikrofonun başına davet ettiği konuğuna, adeta sipariş soruları sorup duruyorlar. Çevirsene kardeşim, şu kameranı şehre şeyle bir; bak bakalım ki ne göreceksin… Kış Oyunları için ne yapılması gerekiyorsa onları zaten merkezi hükümet yaptı; üstelik de belediyelerin engellemeye çalışmasına rağmen… Bu gerçek öylece ortada olmasına karşın, televizyonlar sahte kahramanlardan geçilmiyor… Bizim söylediklerimize kulak asmıyorsanız, siz bakın görün: Belediyeler, asli görevleri olan şehre dönük hizmetlerde öyle bir çuvalladılar ve öyle bir zavallı hale geldiler ki, sonunda çirkinliklerini mavi brandalarla örtemeye kalktılar! Yalansa şayet, bizi mahcup edin haydi… Tam tersi durum geçerli: Belediye başkanı televizyon televizyon dolaşıp, aslında yapmadığı işleri nasıl yaptığını anlatıyor. Ve bizim anlı şanlı medyamız da bu şark kurnazlığını bal gibi yutuyor. Ya da hesabına öyle geliyor! Büyükşehir Belediyesi, 2011 kapsamında yapa yapa sadece Cumhuriyet Caddesi’ni elden geçirdi ve bir de lambaları değiştirdi. Bugün o lambaların çoğu yanmadığı gibi, elden geçirdik dedikleri caddenin de, kaldırım taşları şimdiden sökülmeye başladı bile… Bereket bu 2011 işi yerel yönetimlere bırakılmadı. Allah korusun düşünün ki, bu organizasyonun sorumluluğu Büyükşehir Belediyesi’nde olsaydı, Erzurum bugün kim bilir nasıl rezil bir durumda olacaktı. Hayali bile korkutucu… Oyunlar zaten yapılmazdı da, bütün dünyaya rezil olmamız da işin cabası olacaktı. Neyse ki hükümet, malını çok iyi bildiği için A’dan Z’ye tüm sorumluluğu kendi uhdesine aldı ve yerel yönetimlere, televizyonlarda yalan sıkmanın dışında bir görev bırakmadı! Oysaki… Bu belediye başkanlarının unuttukları çok önemli bir gerçek var; o da şudur: Branda, sadece şekli gizlemeye yeter; gerçeği değil… Japon kafilesi Erzurum’u gezerken, “Kendimizi Ortaçağ’da hissediyoruz” demiş. Keşke şehrin otantik ve mimari yapısı açısından böyle olsaydı; ama adamların muradının bu olmadığını biliyoruz. Bari susup otursalar, bir nebze hoş karşılanabilirdi. Tam tersi… Öyle bir ahkam kesiyorlar ki, bilmeyen de zannedecek ki bütün o tesisleri, kuleleri ve organizasyonu kendileri yapmış. Yalan; hem de katmerlisinden yalan… Bütün bu olup biten güzel işlerde, belediyelerin zerre miskal bir katkısı olmadığı gibi, bugün olmuş hala engellemeye ve çomak sokmaya çalışmaları da cabası… Onların yaptıkları en somut, en görünür ve net icraat şudur: Çirkinliklerini brandalarla saklamak! Ötesi yanlış ve yalandır. Gerçek olan sadece mavi branda… Bir de merkezi hükümetin yaklaşık 700 milyon lira harcayarak, Erzurum’a yaptığı muhteşem tesislerdir.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.