Yargı: Bu, meşru bir savunma
Kendisine tecavüz ettiğini söyleyip defalarca şikâyet ettiği kişiyi öldüren kadın 'meşru müdafaa'dan beraat etti. Uzmanlar, kararı 'cesur ve vicdani' buldu
Erzurum Güncel- “Ben Diyarbakırlıyım. Namusuma saldırı olduğunda, bunu rızam dışında da olsa kimseye anlatmam, izah etmem mümkün değildi. Kadın olarak hep beni suçlu görürler. Kaçacak, sığınacak bir yerim kalmamıştı. Şikâyet dilekçelerine rağmen beni Ali Kalkan’dan devlet de koruyamadı. Ama, öldüğü için pişmanım.” 43 yaşındaki Nafiye Kaçmaz, kendisine iki yıl boyunca tehditlerle tecavüz ettiğini söylediği Ali Kalkan’ı 2011’de öldürdüğü için Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi ’nde yargılandığı davada bu savunmayı yapmıştı. Anlatımına göre, Kalkan’ın taciz ve saldırılarından kaçmak için eşiyle beraber şehir değiştirmiş, savcılığa defalarca şikâyette bulunmuş ancak sonuç alamamıştı. Doğan Haber Ajansı (DHA) Gaziantep muhabiri Mehmet Bulut’un dün servis edilen haberine göre, Kaçmaz başına gelenleri ifadesinde şöyle anlattı: “ Hatay Dörtyol’da portakal toplama işinde çalışıyordum. Ali Kalkan da bahçede bekçilik yapıyordu. Tüfek ve köpekleri üzerime salacağını söyleyip, tecavüz ediyordu. Defalarca görüntümü çekti. Eşim durumu öğrenince kendisini öldürmeye karar verdi ama bulamadı. 8 - 10 kez aynı şekilde tehdit ve şantajla bana tecavüz etti. Nevşehir’e kaçtım geldi beni buldu. Savcılığa şikâyetçi oldum, tutuklanmadı. Sonunda eşimle Gaziantep’e taşındık. Burada da şikâyet ettim. Yine sonuç alamadım. Yanıma ekmek bıçağını alıp otogara gittim. Bu sırada eliyle taciz edince bıçakla sırtına vurdum, kaçtı. Öldürmek istemiyordum.” Tartışma yarattı Mahkeme, Nafiye Kaçmaz’ın ’kendisine yönelmiş tekrarı muhakkak bir haksız saldırıyı defetme zorunluluğuyla öldürme eylemini gerçekleştirdiği’ sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle beraatına hükmetti. Mahkeme üye hâkim Mustafa Kılıç ise delillere göre eylemin meşru müdafaa sınırları içinde olmadığı gerekçesiyle karşıoy kullandı. Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Türkiye ’de ceza adalet sisteminde örneğine pek rastlanmayan bir karara imza atmış oldu. Kararla birlikte tartışmalar da gündeme geldi. Bir tarafta “Tecavüzcüsünü öldüren herkes serbest mi kalacak?” diye sorulurken, öte yandan ‘hukuk sisteminin şiddetten ve cinsel saldırılardan koruyamadığı kadının kendisini savunmak zorunda kaldığı’ görüşü dile getirildi. Konuyu, hukukçulara, kadın hakları konusunda çalışan avukatlara, kadın hakları savunucularına sorduk. Hukukçular öncelikle yukarıdaki soruya ortak yanıt verdi: “Hayır. Tecavüzcüsünü öldüren herkes için meşru müdafaa maddesi işletilmez. Her olay kendi içinde değerlendirilir ve öyle karar verilir. Bu dosyada ‘beraat’ verilmesinin önemli nedenlerinden biri, dosyada bulunan ve Ali Kalkan hakkında Nafiye Kaçmaz ve eşinin Hatay Dörtyol ilçesinde, Nevşehir ve Gaziantep’te savcılıklara verdikleri ‘şikâyet başvurularıydı. Yani Kaçmaz, devlete defalarca başvurmuş ancak sonuç alamamıştı. Hukukçular ve kadın hakları savunucuları bu noktada yine ortak bir yorumda bulunuyor: “Ceza adalet sistemi kadını korumadığı için olay cinayetle sonuçlanmış. Kadının kendinin tek başına uzaklaştıramayacağı bir tehdit ve saldırı devam ettiğinden bu yönde bir karar verilmiş. Bu anlamda karar doğru ve olumlu.” İşte yorum ve görüşler: Eşi: Çok ağladım, çok dua ettim’ Cinayetten sonra Nafiye Kaçmaz için Gaziantep Barosu’ndan avukat istenmişti. Emniyete gidip Kaçmaz’la ilk görüşen avukat Halil Fırat Kayacan’dı. Kayacan, Radikal ’e şu açıklamayı yaptı: “Sandalyede oturuyordu. Kötü görünüyordu. İfadesi alınırken, ‘Ben şikâyet ettim, kimse bir şey yapmadı’ dedi. İfadesi alındıktan sonra tutuklanması istendi ve cezaevine gönderildi. O zaman da ‘meşru müdafaa’yı söyledik ancak ortada bir cinayet vardı. İncelenmesi gerekiyordu. Dosyayı ilk inceleyen savcı önemli bir adım attı. Kaçmaz’ın tacizlerle ilgili çeşitli illerde verdiği şikâyet dilekçelerini ilgili savcılıklardan isteyip dosyaya koydu. Böyle bir kararın çıkmasında önemli bir adımdı. Bu olayda ‘meşru müdafaa’ hakkının kullanılması nedeni beraat verilmesi çok doğru bir karar.” Kaçmaz’ın eşi Abdülkerim Kaçmaz ise eşinin birkaç ay önce tahliye olduğunu şimdi de beraat etmesine çok sevindiklerini söyledi. Kalkan’dan kurtulmak için şehir bile değiştirdiklerini ancak ‘rahatsız etmeyi’ sürdürdüğünü söyleyen Kaçmaz, ekonomik sıkıntı yaşadıklarını da anlattı. Kaçmaz, “Çok dua ettim, çok ağladım. Sonunda Allah yüzümüze güldü. Şimdi eşim yanımda” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.