Yine kampa Erzurum'a geldi!
Erzurum'da boğulma tehlikesi geçirdikten sonra yarışmaya katıldığı, Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda 10 bin metre bayanlarda birinciliği kazanan Elvan Abeylegesse yine Erzurum'a kampa geldi.
Erzurum Güncel-Geçtiğimiz günlerde Barcelona'da düzenlenen Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda 10 bin metre bayanlarda birinciliği kazanan Elvan Abeylegesse Türkiye adına yarışmaktan oldukça memnun. Abeylegesse, "Kendimi bir Türk gibi hissediyorum. Zaten böyle hissetmesem bu kadar başarıları alamazdım. Bu ülke için ülkem için severek koşuyorum. Koşarken karşımda benim başarımı bekleyen bir Türk halkı olduğunu biliyorum. Bu beni daha da şevke getiriyor" diyor RÖPORTAJ: AYSEL YAŞA- Elvan Abeylegesse Türkiye'yi atletizmde başarıyla temsil eden bir atlet. Dur durak bilmeden çalışıyor, başarıyı şansa bırakmıyor. Etiyopya'dan kalkıp yarışlar için Türkiye'ye geldiğinde hala atlet olmak konusunda tereddütleri vardı. Ama şimdi "İyi ki geldim" diyor. Son derece mütevazı çalışkan bir sporcu Elvan. Son dönemde kendisine yöneltilen iddialar yüzünden hak etmediği olaylar yaşayan sporcuyla Erzurum'da buluştuk. Elvan hayatını, başarılarını anlattı bize. Bir de ilk ve son kez kendisine yöneltilen iddialar konusunda açıklama yaptı. İyi okumalar... Çocukluk hayaliniz miydi atlet olmak? Hayır, çocukken hiç böyle bir hayal kurmamıştım. Çünkü okula başladığımda hala atletizmden habersizdim. Okulda spor yaptığım zaman beden eğitimi öğretmenim atlet olmam gerektiğini söyledi ama ben asla kabul etmiyordum. Sonra okulda bu alanda çalışmalar başladı. Ben de grubun içerisine istemeye istemeye girdim ve atletizmi zamanla sevdim. Neden istemiyordun, başka hayallerin mi vardı? Elbette ben daha farklı bir hayat hayal ediyordum. Avukat olmak istiyordum. Ama istememe sebebim sadece bu değildi. Atletizm, hakkında hiçbir şey bilmediğim bir branştı. Okulda spor yapıyorduk ama bu atletizm değildi elbette. Bir de dediğim gibi ilgi duymadığım bir alan olduğu için çok da araştırma yapmıyordum. Etiyopya'da çok atlet vardı ama benim öyle bir dünyam yoktu. Başarılar gelmeye başladıkça iyi ki atlet olmuşum demişsindir herhalde... Evet, haklısın. Burada başarı elde ettikçe iyi ki avukat olmamışım da diyorum. Belki başarılı bir avukat olmayacaktım. Ama sıkı ve uzun zaman süren çalışmalar sonucunda artık iyi bir atletim. Bir de içerisine girdiğimde aslında çok güzel bir spor dalı olduğunu gördüm. Antrenmanlar, arkadaşlıklar, yarışlar... Bunların hepsi benim yaşamımda çok önemli ve özel bir noktada. Neden koşuyorsun Elvan? Bir kere alıştım bu spora. Yaptığım zaman zevk alıyorum. Karşılığını da veriyor. Çok fedakarlık isteyen bir spor. Her şeyden uzak ve mahrum kalıyorsunuz, ailenizi özlüyorsunuz. Gezmek yok. İstediklerinizi yapmak için sezon sonunu beklemeniz gerekiyor. Disiplin isteyen bir iş olduğu için bazen zor, bazen iyi. Eğer başarı istiyorsanız her alanda fedakarlık yapmanız gerekiyor. Eskiden çok sıkıldım artık kendime zaman ayırmalıyım derdim. Ama artık o disiplinli sürece alıştım. Bu yaptıklarım bana ekstradan bir zahmet gibi gelmiyor. 16 yıl Etiyopya'da yaşadıktan sonra Türkiye'ye geldin. Bu ülkede neye alıştın ve neye alışamadın? İlk geldiğim zamanlar gecem ve gündüzüm birbirine karışmıştı. Uyku saatlerimi şaşırmıştım, çok sıkıntılıydım. Bir de yemeklerde ve dilde çok büyük zorluklar yaşadım. Yemeklere katılan baharatlarımız bile o kadar farklı ki. Yemek yesem bile ailemi arkadaşlarımı özlüyordum. Türkçeyi öğrenmem en güzeli oldu. Konuşmaya başlayınca daha da rahat hissetmeye başladım kendimi. Ama artık tüm o çektiğimi sıkıntılar geçti. Çoğu şeye alıştım. Şimdi özlemiyor musun aileni, Etiyopya'yı? Ablam ve kardeşim yanımda. Annemi özlediğimde de direk uçak var. Gidip görüyorum. Rahatım yani. Özlem azaldı. Türkiye'ye gelirken ailenin de senin de tereddütlerin varmış. Buraya geliş kararını vermek zor oldu mu? Enka Spor Kulübü ile geldim Türkiye'ye. Etiyopya'ya gelip iki kişiyi Türkiye'ye götüreceğiz dediler. Sonra federasyon konuştu benimle. Aileme anlattım hepsi sen ne karar verirsen biz saygı duyarız dediler. Sonuçta koşacak olan bendim. O zamanlar orada başarılı olduğum için babam Türkiye'ye gelmemi istemedi. Ama kararımı vermiştim. Alemitu ile beraber geldik. Onunla geldiğim için zorluk yaşamadım. Şimdi baban iyi ki gitmişsin diyor mu? Şimdiye kadar iyi ki gittin, ya da keşke gitmeseydin gibi yorumlar yapmadılar hiç. Ailem beni destekler ama yaptığım işlere dair yorumlarda bulunmaz. Onların desteği olmazsa bu başarı da olmazdı zaten. Başarımda benden sonra en fazla katkısı olanlar ailem, federasyon, arkadaşlardır. ETİYOPYA'DA ADIM MİMİ Asıl adın Hewan'mış. Neden Elvan'ı kullanıyorsun? Hewan Türkiye'de pek düzgün telaffuz edilemiyor. Güzel isim, Havva demek. Ama düzgün söylenilmeyince, Hewan'a yakın Elvan ismi var dediler ben de onu seçtim. Ailen de Elvan mı diyor artık? Evde Mimi diyorlar bana. Küçükken bütün mahalle, akrabalar Mimi derlerdi. Etiyopya'da ismim öyle kaldı. Sana çok soruluyordur "Türk müsün?" diye. Sen Etiyopyalısın. Ama kendini bir Türk gibi hissediyor musun? Türkiye'de 11. senemi bitiriyorum. Çoğu zamanımı burada geçirdim, başarılarımı burada aldım. Bir de ben dünyanın birçok noktasına gittim. Ama hep o an olduğum yere ait hissettim kendimi. Türkiye'ye geldiğimde adımdan söz ettirecek büyük başarılarım yoktu. Ama buraya geldim, başarılar da peşimden geldi. Bu yüzden kendimi bir Türk gibi hissediyorum. Zaten böyle hissetmesem bu kadar başarıları alamazdım. Bu ülke için ülkem için, severek koşuyorum. Koşarken, karşımda benim başarımı bekleyen bir Türk halkı olduğunu biliyorum. Bu beni daha da şevke getiriyor. Etiyopyalılar kızıyor mu sana? İlk başlarda kızgınlık vardı. Her gittiğimde neden buradan gittin, keşke bizim ülkemiz adına yarışsaydın diyorlardı. Ama zamanla onlar da bu durumu kabul ettiler. Şimdi daha iyi dereceler getirmem için dua ediyorlar. Ne yapalım kim elini çabuk tutarsa o kazanır. (Gülüyor) Bundan sonra Etiyopya'ya geri dönüp orada yaşar mısın? Bilmiyorum şimdilik evim burada. Kemerburgaz'da kardeşlerimle yaşıyorum. Ablam Enka'da çalışıyor, küçük kardeşim amatör futbolcu. Burada kendimize ait bir düzen kurduk. Şu şartlarda dönmem mümkün değil ama ileride ne olur, ne yaşarım bilmiyorum. Peşin hükümlü olmak istemem bu konuda. Yakın tarihte evleneceğim demiştin ama düğün hala gerçekleşmedi. Ertelediniz mi? Şu anda çok meşgulüm, hedefler çok. Evlendiğin zaman ev kadını olacaksın. Spor biraz da olsa geri planda kalmış olacak. Onun için şu anda erteledik. Ama evleneceğim tabii. Mesela şu an kamptayım, ailemi altı aydır görmüyorum. Evlendiğim zaman da böyle olacak. Bir de evlilikle çok meşgul olunca hedefler de küçülüyor. Bu riski şu anda almak istemem. 38 kilosun. Bu kiloyu korumak zor değil mi? İşin sırrı ne? Çalışıyorum, yemeklere dikkat ediyorum. Çok tatlı yemiyorum, abur cubura hiç değmiyorum. Yemeklerimi saatinde ve düzenli yiyorum. Bu kiloyu korumak zor değil. Ayrıca bu kadar zayıf olmak benim için avantaj. Spor kadınları biraz kadınlığından uzaklaştırıyor sanki. Sen ne diyorsun bu işe? Evet, buna katılıyorum. Mesela güzellik salonuna gidiyorsun, makyaj yapıyorsun. Tamam her şey çok güzel. İki saat sonra antrenmana gidiyorsun, hepsi bitti. Bu en büyük dezavantajı. Ben haftada 180 kilometre koşuyorum. Nasıl kendime vakit ayırayım? İşini profesyonel olarak yapmak istiyorsan böyle devam edecek. Eğer kadınlığa ağırlık veriyorsan mutlaka derecelerinde düşüş olur. Onun için çok doğal olacaksın. Bazen davetlerde saçlarımı açıyorum, topuklu ayakkabı giyiyorum ama o kadar. DUA OLMAZSA BAŞARI DA OLMAZ Yarışa çıkmadan ettiğin özel bir dua var mı? Tabii ki var. Dua her zaman hayatımda. 'Allah'ım çalıştığım kadar hak ettiğimi bana ver' diye dua ederim. Dua haricinde batıl inancım yoktur. Ben çok çalışarak işimi garanti altına almışımdır zaten. Sadece dua ederim ve Allah'a bırakırım gerisini. Manevi yönden çok güçlü olduğumu söyleyemem, Müslüman değilim ama dua konusunda hassasım. Dua edilecek kim var ki Allah'tan başka. O duanın gücüne çok inanırım. Dua sayesinde başarılmayacak denilen işler, başarılır. Dua olmazsa ne kadar başarılı olursan ol, o iş yürümez. Duadan daha etkilisi yok yani. Daha ne kadar koşacaksın? Bırakma tarihin var mı? Yok, hayır bir tarih belirlemedim. Sakatlık olmazsa ve sağlığım da yerinde olursa 10 sene daha koşarım diye planlıyorum. Başarısızlık sonrası kendini nasıl motive edersin? Eksiklerimi bir bir gözden geçiririm. Ama asla moralimi bozmam. Daha iyi olmak için antrenörümle beraber nerede hata yaptığıma bakarım. O yarışta hissettiklerimi ona anlatırım. Birlikte çözüm bulmaya çalışırız. Başarı seni şımartır mı, başarısızlık küstürür mü? Başarılı olduğumda da, başarısızlıkta da daha iyisi için çalışmaya başlarım. Yarış biter, sonuç ne olursa olsun ben çok etkilenmem. Yeni başarılar için hemen çalışmaya başlarım. Tabii bu insanlara göre değişebilir. Benim başarılarıma sahip birisi şımarabilirdi ama ben asla böyle düşünmem. Şimdi Erzurum'da kamptasın. Neden Erzurum? Bir de burada günün nasıl geçiyor? Erzurum yüksek rakım ve serin. Uzun mesafe için yüksek rakım lazım. İstanbul yerine burayı tercih ediyoruz. Burada antrenman yapıp deniz seviyesine indiğimiz zaman daha başarılı oluyoruz. Sabah altıda kalkıyorum. Eğer antrenmanım ağırsa önce kahvaltı yapıyorum. Öğlen dinleniyorum. Akşam da saat altıda çıkıyorum. O antrenmanım da bittikten sonra odama gelip dinleniyorum. Böyle geçiyor. Dışarıya çıkıp gezmeye zamanım yok. Bir de çıksam bile antrenmanlarda çok yorulduğum için takatim kalmıyor zaten. Yarışlardan sonra kaç günde dinlenip, kendine geliyorsun? 10 bini aştıktan sonra üç gün içerisinde toparlanıyoruz. Final yarışından sonra kendimizi kaybetmiyoruz, yine çalışmalar devam ediyor. Ama hafif antrenmanlar yapıp, yorgunluğu atmaya çalışıyoruz. Sırada hangi yarış var? 27 Ağustos'ta Brüksel'de 5 bin koşacağım. 4-5 Eylül'de kıtalararası yarış var. Orada 3 bin ve 5 bin koşacağım. ALEMİTU'YA KOMPLO KURMADIM Eski antrenörün Ertan Hatipoğlu senin Portekizli atletlerle işbirliği yapıp Alemitu'ya komplo kurduğunu iddia etti. Bu açıklamalara ne diyorsun, üzüldün mü? Üzülmedim, ben kendimi biliyorum. Öyle biri değilim, hiç de olmadım. Bu açıklamaların yapılmaması gerekiyordu. Çünkü ben Türkiye'yi güzel bir şekilde temsil ettiğimi düşünüyorum, arkadaşım da öyle. Bizim aramızda herhangi bir problem yok. O defteri kapattık. İddiaları reddediyorsun yani. Evet, çünkü ben öyle hırsları olan biri değilim. Kendi kendimi ispat ediyorum sadece. Bu açıklamalara bu yüzden hiç cevap vermedim. Herkes çalıştığı kadar kazanıyor, hak ettiğini alıyor. O açıklamaları görmemezlikten geliyorum artık. Hiçbir şey üzemez beni. Alemitu ile konuştun mu bu olaylardan sonra? Konuşacak bir şey yok ki. Yarıştan sonra birbirimizi tebrik ettik, madalyalarımızı aldık, ayrıldık. Hepsi bu kadar.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.