1. HABERLER

  2. SİYASET

  3. Yine restini çekti!
Yine restini çekti!

Yine restini çekti!

'BDP çekilse ne olur çekilmese ne olur?'

A+A-

Erzurum Güncel- Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada CHP ve BDP'ye sert sözlerle yüklendi. Meclis İdare Amiri Salim Uslu'nun CHP'li Kamer Genç'i kürsüden iterek uzaklaştırmasına da değinen Başbakan, 'Kılıçdaroğlu önce Genel Kurul'u terörize eden şovmen ve küfürbazlara ahlak dersi versin' dedi. BDP'yi de eleştiren Erdoğan, 'BDP Meclis'te kalsa ne olur, çekilse ne olur' sözlerini Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında Van'da Bayramın 4. günü meydana gelen 5,6 şiddetindeki depremle ilgili açıklamalarda bnulunuyor. "Bu depremde 25 bina yıkıldı. İkisi otel üç binamızda insanlar vardı. Ne yazık ki 40 vatandaşımız hayatını kaybetti. 23 Ekim ve 9 Kasım'daki depremde 644 vatandaşımızı kaybettik. 252 vatandaşımız enkazdan yaralı olarak kurtarıldı. Bölgede şu anada kadar 71 bin çadır, 330 bin battaniye dağıttık. 60 konteyner, 2 bin 300 mevlana evi depremzedelere verildi. Tabi kar yağışı orada şartları zorlaştırıyor. Cumartesi yaptığımız incelemlerden sonra bölgeye prefabrik evin sevkiyatına hız verdik. 18 bin prefabrik ev bölgeye gidecek Adana, Mersin ve İstanbul'daki kamu sosyal tesislerini Vanlıların hizmetine açtık. Sevkiyatı hemen başlattık. Uzak mesafeli olan yerlere uçak, yakın yerlere otobüslerle yapıyoruz. Okul noktasında da karar aldık. Depremzede çocukları gittikleri yerlerde eğitimlerine devam edecekler. Başbakanlık kaynaklarından acil yardım ödeneği olarak 17 milyonu yetkili mercilere havale ettik. Başbakanlığın yardım hesaplarında 132 bin lira, Kızılay ve Diyanet'le birlikte 230 bin lirayı aşmış durumda. AK Parti Meclis grubu da 432 bin TL topladı. Herkese teşekkürler ediyorum. Depremde hayatını kaybeden 66 öğretmenimizin tamamının ailelerine maaş bağlanmasını mümkün hale getiriyoruz. KILIÇDAROĞLU'NU ELEŞTİRDİ Ana muhalefet başkanı yapacağı bir şey yok, amacı kafaları bulandırmak. Neymiş, Erciş il olmalıdır. Popülist yaklaşımlarla il yapılan yerlerin halini biliyoruz. Van 2014'de Büyükşehir olacak. Erciş de büyükşehirin ilçesi olacak. Bugün istanbul'un Kocaeli'nin gelişen ilçeleri neyse Erciş de öyle olacak. Ama hiç düşünmeden, "Bak ben size bir proje ürettim. Erciş il olmalıdır" diyorlar. Biz bunu Erciş'te vatandaşımıza anlattık, biri çıkıp "Başbakanım ağzı olan konuşuyor" dedi. Biri de çıkmış, "Van afet bölgesi ilan edilsin" diyor. Sorsan afet bölgesi nedir bilmez. Ne yapacak, afet bölgesi olunca belediyelerine daha fazla para gelecek ya. Onu da ne yapacakları malum. Van belediyesinin hizmet olarak neler yaptığını biz iyi biliyoruz. Hedefimiz Ağustos sonuna kadar kalıcı konuları bitirmek. Bakın bunu cumartesi günü bizzat gördüm... Vanlı depremzedeler, büyük bir vakarla, sabırlar oradaki çalışmalara yardımcı oluyorlar. hem Hükümetin hem de devletin onlar için çalıştığını görüyorlar. Vanlı kardeşlerimizin yalnız olmadığını, yalnız bırakmayacağımızı gösteriyoruz. Vanlı depremzedeler için Japonya'dan gelen ve 5.6'lık depremde hayatını kaybeden Miyazaki'yi şükranla anıyorum. Otel enkazında hayatını kaybeden, Sebahattin Yılmaz ve Cem Emir'e Allah'tan rahmet diliyor, ailelerine sabır ve özellikle Doğan Haber Ajansı ile basın camiamısa taziyelerimi bir kez daha iletiyorum. EKONOMİK KRİZ Euro bölgesini zor günler bekliyor. Atılacak adımların niteliği kadar, bunların kararlılıkla bir an önce yapılması da son derece önemlidir. AB’nin bugün her zamankinden fazla ortak mekanizmalara ihtiyacı var. Küresel ekonomide nasıl ortaksa çözümlerde ortak. Avrupalı liderlerin buna göre çalışmalarını tavsiye ediyoruz. BEŞŞAR ESAD'I UYARDI Suriye ile ilgili önemli gelişmeler yaşandı. Esad yönetimi tüm uyarılara rağmen kan akıtmaya devam etti. Arap Ligi'yle anlaşma yapıldı ama bize yapıldığı gibi sözler tutulmadı. Arap Ligi, talepler yerine getirilinceye kadar Suriye'nin toplantılara katılımına son verdi. Türkiye olarak Arap Ligi'nin aldığı kararları desteklediğimizi açıkladık. Suriye yönetimi şiddeti ülkedeki yabancı temsilciliklere yönlendirdi. Türkiye'nin temsilcilikleri de hedef alındı. Tarih boyunca ay yıldızlı Türk bayrağına uzanan her el cevabını almıştır. Türk bayrağı milletimiz için ne kadar kutsalsa Suriye'nin halkı için de o kadar kutsaldır. Bu şu andaki Suriye yönetimi için bir şey ifade etmeye bilir. suriye halkı aynı şeyleri paylaşmıyor. Esed yönetimine sesleniyorum, özür dilemenin ötesinde gereğinin yapılmasını bekliyorum. Beşar, sen Türk bayrağına saldıranları bulup hesabının sorulmasıyla sorumlusun. Zulüm ile abad olunmaz, tarih bu tür liderleri kanla beslenen liderler olarak anar. Esed sen de o sayfayı açmaya doğru gidiyorsun. Mazlumların ahını alanlar bedelini öderler. Sürekli bir aldatmacanın içinde oldular. Dönüşü olmayan yola girmemeleri hepimizin arzusudur. Sağduyunun sesine kulak verilsin. Suriye yönetimi bıçak sırtındadır, çok geçmeden yanlıştan dönülmeli. Her konuda olduğu gibi Suriye'de de CHP'nin kafa karışıklığı yaşadığını görüyoruz. Suriye muhalefetinin faaliyetlerini terörist faaliyet olarak nitelediler. Şam'a giden CHP heyeti Suriye'de bir sorun yok demişti. CHP, Esad'ın ağır hakaretlerini iç politika malzemesi yaptı. Bir genel başkan bin düşünmeli bir konuşmalı. Buna tezgaha gelmek denir. KILIÇDAROĞLU TOPLAMA KAMPININ NE DEMEK OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİR Aslında kendisinin, yani CHP’nin de nasıl bir cesayet altında olduğunu topluma ispat etti. CHP’nin yeni genel başkanı, işte o vesayetin bir ürünü, bir tasarımıdır. Nitekim 22 Haziran seçimlerinde, CHP genel başkanı, kendi listelerinden Ergenekon zanlılarını neticesini bile bile göre göre kaçırmamıştır. Yine Ergenekon’un avukatı olduğunu açıklayan bir kişi, nerede o Ergenekon üye olacağız diyen CHP, Silivri’deki mahkemeye tiyatro benzetmesini yapmışlardır. Bağımsız mahkemeleri vicdansız olarak nitelemek CHP için talihsizlikten başka bir şey değildir. Silivri Cezaevi’ni toplama kampı olarak ilan eden Kılıçdaroğlu, toplama kampının ne demek olduğu siz çok iyi bilirsiniz. CHP zihniyeti eğer toplama kampı oluşturmak varsa, bu ülkenin tarihinde onlar bunu çok iyi yapmışlardır. Türkiye’nin her yerinde bu toplama kamplarını yapmışlardır. İnim inim inletmişlerdir, o işkenceler tarih yazmıştır. Kılıçdaroğlu senin dedelerinde çok bilir. BEN MERCEDES'E DEĞİL AUDİ'YE BİNİYORUM Suç örgütlerine avukatlık yapan, üye olmak için can atan CHP, Meclis Genel Kurulu’nu da terörize etmekten kaçınmıyor. Geçen olan hadise. Çıkıyor Meclis kürsüsünü adeta işgal ediyor. Meclis Başkan vekili kendisini uyarıyor. Çekilmiyor. İdare Amiri’ni göreve çağırıyor. Ondan sonra idare amiri görevini yaparken, ilk oradaki yanlış fiili durum malum milletvekilinden geliyor. Tabiî ki idare amiri de görevinin gereğini yapıyor. Ne olDu? Bunların destek kıtaları var devreye giriyor. Ve çıkıyor bu genel başkan, milletvekilimizin geçmişteki sendikalarından bahsediyor. Geç bu işleri geç. Siyaset bu kadar basit değil. Geçen dönem parlamentoda senin Türkiye’nin en büyük sendikasının başkanı üyendi. Onun nelere bindiğini, nelere sahip olduğunu işçi dünyası çok iyi bilir. Bu işlerle uğraşma. Ben Mercedes’e binmiyorum, Audi’ye biniyorum. Bununla bu milleti aldatamazsın. Anadolu’da vatandaşlarım diyor ki, “Bunların dediklerine bakmayın. Sür eşeği Niğde’ye” TUTUKLULUK SÜRELERİ UZUYORSA SİZİN YÜZÜNÜZDEN Eline diline dursun ya. ne protokolü yapmışız? Hangi protokol yapılmış? Neyin sözünü vermişiz. Tutukluluk süreleri uzuyorsa o da sizin yüzünüzden. Bu zihniyetle devam ettiğiniz sürece bu süreçler kısalmaz. KILIÇDAROĞLU ŞOVMEN VE KÜFÜRBAZLARA AHLAK DERSİ VERSİN Ana muhalefetin genel başkanı görevini yapan idare amirine hakaret etmeyi bıraksın. Genel kurulu terörize eden kendi partisi içindeki küfürbazlara, önce bir ahlak dersi versin. Muhalefetin millet diye bir derdi olmayabilir. Ama bizim derdimiz. Çözüm üretmeye devam edeceğiz. TERÖRİST CENAZESİ BDP’nin tahrik edici tutumu devam ediyor. BDP’liler teröre aleni destek veriyor, terörist cenazelerini istismar aracı olarak kullanıyor. Kan, teröre destek verenlerin de üzerine sıçrıyor. BDP’ye çağrıda bulunuyorum: Terör örgütüyle aranıza mesafe koyun. ‘ÇEKİLSENİZ NE OLUR?’ Kendi hür iradenizle siyaset yapamayacak kadar korkak mısınız? İstediğiniz kadar düşünce adamı olun, düşünce özgürlüğünün de bir sınırı var. Şimdi oturmuş tartışıyorlar, ‘Meclis’ten çekilelim mi’ diye. Çekilseniz ne olur, çekilmeseniz ne olur?

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.