1. HABERLER

  2. Yüzbinler Türkiye'ye gelecek!
Yüzbinler Türkiye'ye gelecek!

Yüzbinler Türkiye'ye gelecek!

Sağlık Bakanı Recep Akdağ çarpıcı bir rakam verdi: '100 binlerce hasta tedavi olmak için Türkiye’ye gelecek...'Röportaj: Seda ŞİMŞEK

A+A-

Erzurum Güncel- Artık Türkiye’de ‘gelişmiş ülke’ hastalıklarının görüldüğünü kaydeden Akdağ, doğru beslenmenin ve kanserden korunmanın yollarını anlattı. Türkiye’nin bölgesinde özellikle bir sağlık merkezi olması projeleri gündeme getiriliyordu. Bizim üçüncü önemli işimiz Türkiye’de sağlık turizmini geliştirmek. Türkiye global bir marka oldu.Her geçen yıl 10 binler, hatta 100 binlerle hasta akışının olacağını göreceğiz. Böylece sağlık harcamalarımız açısından da bir sürdürülebilirlik temin etmiş olacağız. Bu hasta akışları en çok nerelerden bekleniyor? Ortadoğu’dan, bazı Afrika ülkelerinin zenginleri, Orta Asya’dan hali vakti yerinde olanlar ve özellikle Avrupa... Asıl, en önemli hedefimiz Avrupa. Biz Avrupa’dakine benzer, kaliteli bir biçimde sağlık hizmeti üretiyoruz, ama onlardan çok ucuza bu hizmeti verebiliyoruz. Kararlı ve istikrarlı bir hükümet olunca, sağlığı piyasanın eline teslim etmiyorsunuz. Türkiye’deki Manyetik Rezonans (MR) çekimi fiyatlarıyla Avrupa’dakiMRfiyatlarını kıyasladığımızda, Avrupa’da Türkiye’dekinin 10 -15 misli, diş için, kalp ameliyatları, protezler, göz ameliyatları için böyle. Başka alanlarda da gelişecek. Kaliteli hizmet, ucuza hizmet, geniş bir hizmet ağı, güler yüz... GELİŞMİŞ ÜLKE HASTALIKLARI Özellikle sağlık şehirleri projesi ileDoğu veGüneydoğu’da cazibe merkezi şehirler oluşturulabileceği söyleniyordu. Mesela Doğu’da Erzurum ve Van, Güneydoğu’da Gaziantep ve Diyarbakır, hatta Hatay, Adana, buna benzer büyük, merkezi şehirlerimizi şehir hastaneleri ile donatıyoruz. Bunlar komşu ülkelerden hasta alacaklar, şu anda bile almaya başladılar. Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerimiz Avrupa’dan gelen hastaları kabul edecekler. Türkiye’de ölümlerde sıralama nasıl? Kesin rakam veremem ama Türkiye’de ölümlerin birinci sebebi kalp, ikinci sebep kanser, sonra diğerleri geliyor. Bu biraz da normal. Türkiye’de insanlar bulaşıcı hastalıklardan eskiden olduğu gibi çok sayıda ölmüyorlar. Gelişmiş ülkelerin hastalık yükleri Türkiye’de de görülmeye başlandı. ‘Makam ’ kelimesi yasak Araştırmalarda en başarılı bakanlıklar arasında çıkıyorsunuz. Bu sizi kabinede farklı yapıyor mu? Böyle, “en başarılı” ya da “en başarılılardan biri” diye bir tasnif yapmanın doğru olduğuna inanmıyorum. Ben hükümetin sağlık politikasının bayrağını taşıyan kişiyim. Buradaki başarı hükümete, Başbakan’a, bizimle çalışan bürokratlara, sağlık çalışanlarına, ekonomi yönetimimize, hepimize ait ortak bir başarıdır. Dünya Sağlık Örgütü, “Eğer bir başbakan ya da devlet başkanı sağlık meselesini öncelikhaline getirmemişse orada bir sağlık bakanınınbaşarılıolmasımümkün değil” diyor. Sizin de milletvekilliğinizde 3. ve son döneminiz, molavermeniz gerekecek. Tüzüğümüze göre milletvekilliğindeki son dönemimiz, ama biz hizmeti çocukluğumuzdan beri bir yerde,bir makamda olmak olarak düşünmedik.AK Parti’nin felsefesi makamlar üzerine değil,hizmet üzerine kurulu.Ben bakanlıkta “makam” kelimesi kullanılmasını hiç sevmem. Bir yöneticim, üst düzey bürokratım, il müdürüm “makam” kelimesi kullanırsa, birisine “makamda efendim” derlerse uyarıyorum. Benim için de kimse “makamda” filan demesin. Zaten bakanlığımda o makam koltuğu diye bilinen koltukta da çok az otururum. Buralar makam filan değil, birer hizmet mahallidir. Allah utandırmasın. Bir taraftan da buralar kul hakkının alınabileceği yerlerdir. 75 milyon insanın hatta ondan daha fazla çevrede ihtiyacı bulunan ülkelerin insanının sağlık açısından sorumluluğunu yüklenmiş oluyorsunuz. MÜSTERİHİM Neyi başararak bırakırsanızbakanlığısizin içiniz müsteriholacak? Benim içim bugünden müsterih. Türkiye büyük bir sağlık dönüşümprogramını başarıile gerçekleştirdi. Literatüre kaydolmuş birbaşarıdır. DünyaSağlık Örgütü- ’nün Türkiye’ninbaşarılarını gösteren birçok kaydı var, şimdi “Başarılı Sağlık Reformları Türkiye Örneği” diye yeni bir kitap yazılıyor, yakın bir zamanda yayımlanacak. Dünya Sağlık Örgütü’ne biz sağlık sistemi performans değerlendirmesi yaptırdık. Orada da Türkiye çok başarılı çıktı. Türkiye sağlıkta diğer ülkelere örnek gösterilecek kadar başarılı bir ülke. Vatandaşın memnuniyeti yüzde 39’dan yüzde 76’ya çıkmış, anne ölümleri yüz binde 70’lerden yüz binde 14’lere, bebek ölümleri binde 30’lardan binde 9’lara inmiş. Hastanenin önünde boynunu büken, ambulansla hastasını taşımak için kendisinden para istenen, ağır bir hastası, bir kanserli hastasıolduğunda, birkalp ameliyatı olması gerektiğinde borç harçdoktora, hastaneye paraödemek zorunda kalan, evini satmak zorundakalan, hastanelerde bebek cenazeleriyadakendilerirehinkalan insanlarınolduğu birTürkiye’den bugünküTürkiye’ye geldik. Allah’a şükürler olsun. Bana göre tamamdıryani. Yapmamız gerekenlerin önemlibirkısmını yaptık ama iş bitmez, sürekliyenilenmek gerekir. Bakan’dan boy kilo hesabı Diyet yapıyor musunuz? Ben özellikle son 1 yıldır, kendime çok daha fazla dikkat ediyorum. Ondan önce biraz daha gençtim ve farkında olamıyordum. Yaş 50’yi geçince ihtiyaçlar daha çok artıyor. Biraz kilo almıştım. Boyuma göre kilom fazlaydı. Bu nasıl hesaplanır? Vücut kitle indeksi diye bir kavram var. Bunu herkes kendisi hesap edebilir. Metre olarak boyunuzu kendisiyle çarpacaksınız.Mesela, benim boyum 1,66 metre. Bunu 1,66 ile çarpıyorum, 2,75 çıkıyor. Bunu yazın bir yere. Sonra sabah kilonuza bakacaksınız, benim şu anda 79. 79’u, 2,75’e böleceğim. Eğer 25’in altında çıktıysa normal. Sonuç 25 ile 30 arasında çıktıysa kilonuz fazla, 30’un üstündeyse halk arasında bildiğimiz tabiriyle şişman ya da son zamanlardaki moda tabiriyle obez. Yarım dilim baklava tüketin Siz nasıl besleniyorsunuz? Ben aşırı kaçırmamaya,mümkün mertebe bir yerde durmaya çalışıyorum. Yemek yemeyi ben de severim. Evde eşim de çocuklar da pek kilo almazlar. Bizim evde yemekyemeyi çokseven fazlakimse yok, içlerinde en fazla ben seviyorum. Ben de kendimi tutuyorum. Başka çaresi yok. Kendinize hakim olacaksınız, yani kendinizi kontrol edeceksiniz. Sizin adınıza kimse sizin ağzınızı kapatamaz, ağzınızın fermuarını çekmeyi bileceksiniz. Bana göre temiz olması şartıya her şey yenilebilir, yağ da ekmek de protein de tüketilebilir, sebze meyve ise bolca tüketilmeli. Ama, mesela tatlıyı seviyorsunuz, baklava yiyeceksiniz, bir 4-6 dilim baklava yemek var, bir de 1 dilim hatta yarımdilim baklava yemek var. Yapabiliyorsanız yarım dilimde kalın, olmazsa bir dilimde kalın daha fazlasını yemeyin. Bütün gıdalar için böyle. Ekmek yiyelim mi? Yiyelim ama kahvaltıda ince bir dilim kepekli ekmek yiyelim.Oturup da yarımekmeğin içine peynir, domatesi koyup onu da 2 dakikada tüketirseniz olmaz. Böyle alışkanlıklarımız var. Şekerli içecekler, cips türü şeyler çok kolayca çocuklarımızı şişmanlatabiliyor. Bunlardan kaçınmak lazım. Ben bunlardan uzak duruyorum, 6 kilo kadar verebildim. Kanserden korunmanın yolları Kanserden ölümlerin ikinci sırada olduğunu söylediniz, buna dair bir projeksiyonunuz var mı? Kanserden ölümleri azaltmak çok kolay görünmüyor ama önleyebileceğimiz kanser türleri var, onları önlemek gerekir. Mesela akciğer ya da meme kanserleri. Erkeklerde sigara içimini azalttığımız zaman akciğer kanserleri otomatikman azalacak ya da kadınlarda meme taramalarını her kadın için belli bir yaştan sonra zamanında yaptırabilirsek meme kanserleri erken dönemde yakalanmış olacak. Ancak, tabii insanoğlunun ömrü belli. Biz bu kendisine biçilen ömür içerisinde sağlıklı yaşaması için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bir hamile annenin gencecik yaşta, peşinde öksüz çocuklar bırakarak hayatını kaybetmesini istemiyoruz. Geldiğimizde yılda bine yakın hamile anne hayatını kaybediyordu, bugün bu sayı 200’ün altına düştü, 2015 yılına kadar 130’ların altına çekmeliyiz. Aynı şekilde erken yaşta bir insan kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesin ya da kalp krizi geçirdiği için çalışamaz hale gelmesin. Daha uzun, daha sağlıklı, daha hayırlı bir hayat ama en sonunda hepimiz ölümü tadacağız, ona çare yok. Tıp henüz ölüme çare bulamadı, bulamaz da. Kanserden korunulamaz mı? Zaten en çok bunun üzerinde durmalıyız. Birçok kanser türünde ne yapılırsa kanserden korunulabileceğini bilim tam bilmiyor, ama sigaranın kansere yol açan en önemli sebeplerden biri olduğunu biliyoruz. O zaman sigaradan kaçınmak lazım. Aşırı yemek, şişmanlamaktan kaçınmalıyız. Lifli besinler dediğimiz sebzelerin ya da kepekli siyah ekmek yenmemesi kanser açısından biraz risk oluşturuyor. Sebze az tüketilirse, hep homojenize ürünler ve beyaz ekmek, şeker, beyaz un, yağ tüketilir, lifli ürünler yenmezse bunlar risk oluşturuyor. Bir de modern dünyanın oluşturduğu riskler var. Birtakım radyo frekanslar, kimyasallar... Bunlardan tamamen kaçınamayız, böyle bir hayatın içindeyiz. Mümkün olduğu kadar daha sade yaşamalı, yediğimize, içtiğimize dikkat etmeliyiz.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.