Seçimin üzerinden bir kaç gün geçince hem parti yönetimlerinde, hem de o partilerin tabanlarında, sonuçlara dair daha serinkanlı, daha tutarlı ve daha isabetli yorumlar yapılmaya başlandı.

Dokuz ay sonra yeni bir seçime gideceğimizden ötürü, yapılan bu değerlendirmeler elbette geleceğe dair de bir takım planlamaları gerektiriyor.

Misal; AK Parti ülke genelinde olduğu gibi il bazında sonuçları tahkik ederken, Erzurum'da uğradığı 50 bin dolayındaki oy kaybının sebep-sonuç ilişkisi üzerine kafa yoracaktır.

Dikkat ediyorum bir kaç günden beri bazı çevreler başarısızlığa mazeret aramak adına, AK Parti'nin uğradığı bu ciddi kaybı, " AK Partililer, barajı aşsın diye MHP'ye oy verdi" diyorlar.

Kimin kime oy verdiğini nokta atışla saptamak mümkün değil tabi ki... Buna rağmen ne AK Partililer, " MHP bizim sayemizde vekil çıkardı" diyebilir, ne de MHP'liler, "Tayyip Erdoğan'ı biz kurtardık."

AK Parti üst yönetimi, "MHP, bizim sayemizde vekil çıkardı" diyen partili çevrelere kaşlarını çatıyor mu çatmıyor mu bilmiyoruz, lakin MHP lideri Bahçeli, "Tayyip Erdoğan'ı biz kurtardık" diyen, genel başkan yardımcısını anında cezalandırdı.

Şöyle denilse daha doğru bir tespit yapılmış olur:

"Ortada bir ittifak vardı ve yapılan ittifakın doğal sonucu olarak ittifaka dahil olan partilerin birbirlerine desteği oldu"

Başarısızlığı başkasına, başarıyı kendine yazarsan sonuçta başarı adına yazacak bir şey kalmaz elinde.

Evet; ortada AK Parti adına bir sıkıntı var. Bunu yok saymak, üzerini örtmek ya da "suçu" başkalarının üzerine yıkmak, 2002 yılından beri girdiği her seçimde birinci olan AK Parti'ye hiç ama hiç bir yarar sağlamaz.

Şu sorunun cevabını başta vekiller olmak üzere parti il ve ilçe teşkilatları cevap aramak zorunda:

"Nerede ne yanlış yaptık ki, elli bin dolayında oy kaybına uğradık ve dördüncü milletvekilini de kıl payı kazanabildik?"

Bendeniz, AK parti'nin bu ve benzer tüm sorulara cevap arayacağına, hatta dokuz ay sonra yapılacak olan belediye seçimlerine gitmeden de yapılan yanlışları ortadan kaldırmaya çalışacağına inanıyorum.

Yine Erzurum üzerinden gidersek...

Erzurum'da AK Parti'nin dışında dikkat çeken en çarpıcı sonuç şudur:

Bazılarının haftalarca ısrarla dile getirip durduklarının aksine MHP, tam da Devlet bey'in dediği gibi ne baraj sorunu  ne de vekil çıkarma tehlikesi yaşadı. Bilakis MHP bir önceki seçimde aldığı oyunu bi hayli artırarak neredeyse ikinci vekili de çıkarma hattına girdi. Bu da, hiç kimsenin evirip çeviremeyeceği net bir başarıdır.

İYİ Parti'de de beklenen oldu. Başından beri "Millet İttifakı'nın bir vekil çıkaracağı sağduyu sahibi herkesin tahmin ettiği bir sonuçtu. Öyle de oldu. Millet İttifakı'nın toplam oyu İYİ Parti'ye bir vekil kazandırdı. Eğer İYİ Parti bu seçime HDP gibi müstakil girmiş olsaydı, bir vekil için gerekli oyun ancak yarısını alabilecekti.

Seçimden bir kaç ay evvel kurulmuş ve seçime çok da rahat olmayan bir ortamda girmiş olan İYİ Parti hem ülke genelinde hem de Erzurum özelinde elde ettiği bu sonuçla, elbette başarılı partiler arasında sayılacaktır. Aynı şeyi Meral Hanım için söylersek abartmış oluruz. Sonuçlar, Meral Hanım adına tam bir hayal kırıklığıdır. Şayet aldığı yüzde 7-8 seviyesinde değil de şöyle yüzde on on iki civarında olsaydı, O da liderliğini perçinlemiş olacaktı. Gene de kötü bir sonuç değil...

Gelelim CHP'ye...

Tam da beklendiği gibi oldu. CHP vekil seçiminde çakılı oyu olan 20 bin civarındaki oydan fazlasını alamadı, az bile aldı. Burada bir sürpriz yok. Bazı çevreler, "CHP, Naci Turan'la oyunu artırır" şeklinde beklenti içindeydi. Fakat olmadı, seçmen sürpriz yapmadı!

Seçmen, sürprizi, Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'ye tahminlerin üstünde oy vererek yaptı. CHP, İttifakın içinde yirmi bini dahi bulmayan bir oy alırken, İnce, kırk binin üzerinde bir oy alarak dikkatleri çekti.

HDP de ise tersi durum söz konusu: Tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, kırk bin civarında bir oya ulaşırken, HDP elli binin üzerine çıkarak, bir kez daha göz ardı edilemeyeceğini gösterdi.

Saadet Partisi ise, ülke çapında olduğu gibi Erzurum'da da duvara tosladı. Toplam 506 bin 647 seçmenin sadece 7 bin 699'u teveccüh gösterdi ki, bu da neredeyse hiç bir şeye tekabül etmiyor.