Seksen öncesi Türkiye’de, parti liderleri iki hususa çok önem verirlerdi. Bunlardan biri, seçim startını Erzurum’dan başlatmak; ikincisi de seçim günü Erzurum’dan gelecek haberdi. Seçim startını Erzurum’dan başlatmanın tabii ki tarihsel bir anlamı vardı. Öyle ya Cumhuriyet’e giden yol Erzurum’dan geçmişti. Erzurum, topladığı Kongre ile bütün bir milletin kurtuluş umudu, mazlum halkların inançla kuşanmış azmi olmuştu. Bu gerçek ortadayken, elbette ki seçim gibi önemli yolculukların çıkış noktası da Erzurum olmalıydı. Sağ da aynı rotayı izledi, sol da... Sonra araya 12 Eylül girdi. Tanklar her yeri öyle bir ezdi ki, ortada ne siyaset, ne de siyasetçi kaldı. Aslında Kenan Evren de Erzurum’un tarihsel değerini ve üstlendiği rolü çok iyi biliyordu ama O, parti liderleri kadar bir anlam yüklemiyordu. Öyle ki, Erzurum gibi bir yerde ramazan günü ahalinin gözleri önünde lıkır lıkır su içmekle kalmamış, mazeretini meşru kılmak için "Ben seferiyim" demek suretiyle, dinden referans da vermişti. 12 Eylül’den önce liderlerin gözü seçim gecesi Erzurum’da olurdu. Olurdu... Çünkü o yıllardaki Erzurum adeta Türkiye’nin özeti gibiydi. Erzurum’da oy dağılımı nasıl olursa üç aşağı beş yukarı ülke geneli de aynı sonucu verirdi. Tabi sonraları köprülerin altından çok sular aktı. Erzurum, Özal’la birlikte "blok" şeklinde oy kullanan bir şehir oldu. Eskiden MHP çok oy alamamasına rağmen Erzurum, "MHP’nin kalesi" diye bilinirdi. Oysa milletvekili dağılımında merkez sağ aslan payını kapardı sürekli... Bu gelenek 2000’li yıllarda da sürüp gitti. İşte son beş-altı seçimin sonucu ortada... Erzurum yine toptancı bir anlayışla AK Parti’ye yıkıldı hep... Sol zaten tarih oldu, MHP ise güç bela varlığını sürdürüyor. BDP hariç diğerleri tartıya bile çıkamıyor. Şimdi yeni bir seçime gidiyoruz. Bu kez Türkiye ilk defa cumhurbaşkanını seçimle belirleyecek. Adaylar için de millet için de ilk deneyim... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı olarak yine yollara düşecek ve yine miting alanlarında konuşacak. Tayyip Bey için hiç de acemisi olmadığı bir iş... Rota açıklandı: Erdoğan önce Samsun’a ardından da Erzurum’a gelecek. Yani Atatürk’ün izlediği yol... Yani yangın yerine dönmüş vatanın kurtuluşu için umut bağlanan kutlu kavşak... Allah’a şükür ki bugün Türkiye bir yangın yeri değil. Fakat buna rağmen Tayyip Bey, içinde bulunduğu mücadeleyi "kurtuluş savaşı" gibi görüyor. Bu sebeple de faydası tarihsel tecrübeyle kanıtlanmış bu yol haritasını izliyor. Erzurum seçmeninin Tayyip Erdoğan için neler düşündüğünü artık sağır sultan dahi biliyor. Rakibi kim olursa olsun Erdoğan, bu seçimde de Erzurum’da uzak ara önde olacaktır. 30 Mart yerel seçimlerinde, Erdoğan’ın önünü kesmek için nasıl kumpaslar kurulduğunu, kimin kimle nasıl iş tuttuğunu milletçe gördük. Aynı oyunların 10 Ağustos’ta da sahneleneceğini çok iyi bilen ahali, daha yolun başında Erdoğan’a açık çek verdi: Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Çünkü O’nun bugün yürüdüğü bu yoldan daha önce Atatürk geçmişti.