Erzurum Güncel-Açıklamayı Gazeteci Nazlı Ilıcak okudu. Türkiye’nin 27 Mayıs 1960’da başlayan askeri darbelere maruz kalmasının hala sona ermediğini belirten Nazlı Ilıcak, "21’inci asra adım attığımız yıllarda da askerin yoğun bir şekilde siyasete müdahalesinden kurtulamadığımız peş peşe ortaya çıkan belgelerden anlaşılıyor" dedi. Harp oyunlarında iktidarın devrilmesi, yeni bir hükümet kurulması, bürokratların görevden alınması, 200 bin kişinin tutuklanmasının yeri olamayacağını söyleyen Nazlı Ilıcak, "Sözde harp oyununda bizler de tutuklanacaklar tarafında tasnif edildik. 137 gazeteci de faydalanılacaklar, diye tasnif edilmiş. 137 meslektaşımızın boynuna onların iradesi dışında 'işbirlikçi' yaftasının asılmasını kınıyoruz. Onlar da bir suç duyurusunda bulunabilirler. Organize olamadığımızdan birlikte değiliz" diye konuştu. SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAKLAR Adları tutuklanacaklar listesinde geçen gazeteciler olarak suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Nazlı Ilıcak parlamentonun da darbenin önünü kesmek için Emasya Protokülü’nün iptal edilmesi, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay’ın kaldırılmasını, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesinin iptal edilmesini ve Meclis Araştırma Komisyonu’nun konuyu araştırmasını istedi. Açıklama sırasında konuşmacıların arkasına geçen Genç Siviller üyeleri, "Genç Siviller Rahatsız", "Bir Daha Asla", "Balyoz Bir Daha Asla", "İpekçi, Mumcu, Dink Bir Daha Asla" yazılı döviz açıldı. Toplantı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yeni Şafak Yazarı Ali Bayramoğlu, Poyrazköy Davası’nın sivil yargıya alınmasını Anayasa'ya uygun olarak değerlendirdi. Ali Bayramoğlu, "Emekli subaylar söz konusu. İşledikleri suç darbe yapmaksa, sivil bir suçtur. Sivil bir mahkemede yargılanmalıdır. Ülkede demokratikleşme dalgası makemelere de olumlu yansır. Türkiye Cumhuriyeti’ndeki atmosfer de sivil değerler meşruiyet kazanıyor" dedi. Balyoz Harekatı’ndaki listelerle ilgili ise, sadece tutuklanacaklar listesi değil, destek verecek listedeki insanların itiraz etmesi ve suç duyurusunda bulunması gerektiğini belirten Ali Bayramoğlu, "Asıl mağdur öbür listedekilerdir. Hiçbir ordu kendi vatandaşını kullanılacak mermi olarak görmemelidir" dedi. KİM NE DEDİ? Toplantıya katılan bazı gazeteciler konu ile ilgili olarak sorular üzerine şunları söyledi: Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı: Konu hukuk içerisinde ortaya çıkarılmalı. TSK’yla ilgili ağır suçlamalarda mutlaka makamların adım atması gerekiyor. En ücra köşedeki bürokratla ilgili suçlamada idari soruşturma açılır. Burada andıçlar çıkıyor, darbe planları çıkıyor, silahlar çıkıyor harekete geçilmiyor. Maalesef Türkiye ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Bu tehlike bütün Türkiye’yi tehdit etmektedir. Anadolu'da Vakit Gazetesi Yazarı Yavuz Bahadıroğlu: Modernleşmeye çalışan Türkiye’de darbe planları yapılmasının inanılacak bir şey değil. Masaya yumruk vurmak değil, ordumuzda böyle şey olmaz, olmamıştır denmesini bekliyoruz. Sabah Gazetesi Yazarı Emre Aköz: Eli yüzü düzgün bir yargılama olmalı. Yargı hakikaten bağımsız ve tarafsız olsun. Ama sadece bağımsız, taraflı olsun istemiyoruz. Devlet başka bir organizasyona geçiyor. Bunu dünya şartları zorluyor. TSK yönetimi de bunu istiyor. O yüzden adım adım değişim yayılacak. Zaman Gazetesi Yazarı Hüseyin Gülerce: Elbetteki ordu bizim ordumuzdur. Allah Allah, diye hücum eden ordu camiye bomba koymaz. Fakat biz ordudan bahsetmiyoruz. Biz en az 60 seneden beri TSK ile milletin arasını açan cuntacılardan bahsediyoruz. Cuntacılar camiye bomba koyar. Çünkü bunlar başbakan da astılar. Sabah Gazetesi Yazarı Nazlı Ilıcak: Gayrimüslimlerin ibadethaneleri de camiler kadar kutsal. Onları bombalayacaksanız camiyi de bombalarsınız. Radikal Yazarı Perihan Mağden: Eğer sen cuntacıları içinden çıkartmıyorsan, o ordu da çok ciddi sorunlar vardır. Ordu bunların hesabını sormuyor, muğlaklık yaratıyor. Gazeteciler basın açıklamasının ardından savcılığa giderek suç duyurusunda bulundular.