Bu öyle bir oyun ki...
17 Aralık’tan beri Türkiye korkunç bir anafora yakalandı ki, artık bütün geceler kabusa gebe… Kimse bize maval anlatmasın... Şurası artık ayan beyan ortada: Birileri AK Partiyi tasfiye edip, Tayyip Erdoğan’ı “sabık başbakan”a dönüştürmek istiyor. Birileri AK Partiyi tasfiye edip, Tayyip Erdoğan’ı ’’sabık başbakan’’a dönüştürmek istiyor. Hem de seçimden önce ve en kısa zaman içinde! Baksanıza… Batı entelijansiyası, günlerdir ’’Yeni Türkiye’’ senaryoları yazıp duruyor! Nasılsa o senaryoda, gönüllü figüranlık yapmak isteyen Siyonizm muhipleri var. Attila İlhan yıllar önce şöylemiş, ’’Bu ülkede her zaman yüzde beş hain kontenjanı ayırın’’ diye. Rahmetli kalkıp bugünleri bir görseydi, ’’yüzde beş’’ demekle nasıl insaflı davrandığını anlardı. Gizli saklıları kalmadı… Adamlar artık lafı eğip bükmeden söylüyorlar: ’’Hükümet düşsün, Tayyip Erdoğan gitsin; Türkiye de yangın yerine dönerse dönsün!’’ Bu niyet ve bu uğurda verilen amansız mücadeleyi, artık çocuklar bile anlamış durumda. Mesele eğer yutturulmak istendiği gibi ayakkabı kutularından çıkan dolarlar olsaydı, Türkiye şimdi bu anafora yakalanmış olmayacaktı. Hükümet sütten çıkmış ak kaşık gibidir demiyorum. Dediğim şudur: Şeytan taşlar gibi hükümet taşlayanların omuzlarındaki günah o kadar fazla ki, aslında attıkları her taşın kendi kafalarına düştüğünü göremiyorlar. Bu olup bitenlere dair bana soran tüm dostlara söylediğim şudur: 17 Aralık ve devamındaki bir iki gün boyunca yolsuzluk ve rüşvet iddialarının, asıl hedefe ulaşmak için birer “araç” olarak kullanıldığını düşünmüştüm. Bugün ise, şüpheye yer olmayacak şekilde inanıyorum ki, o ve benzeri operasyonlar, devleti temellerinden sarsmak için kullanılan tahrip gücü yüksek dinamitlerden ibaret… Emperyalizmin Türkiye’ye biçtiği rol belli… Düne kadar “Yeşil Kuşak Projesi”nin bekçiliği ve Nato’nun ön karakolluğu… Soğuk Savaş Dönemi gerilerde kaldı; şimdi ne Yeşil Kuşak Projesi Amerika’nın kırmızı çizgisi, ne de Doğu sınırı Nato için önemli… Türkiye AK Parti hükümeti ile birlikte boyunu aşan sularda kulaç atmaya kalktı. Bu hamle durdurulmalıydı ve bu hamlenin mimarları oyun dışına itilmeliydi. İşin doğrusu geç bile kalmışlardı! Kemal Derviş’in, Galata bankerlerinden getireceği bir milyar dolar uğruna, neredeyse her türlü değerinden vazgeçen yönetimlerden, bugün Batı’yla yarışan bir Türkiye vücuda getiren AK Parti hükümetine geçilmiş olması; zahir cezaların en şiddetlisine çarptırılmamızı haklı kıldı! Marabalık neyine yetmiyor ki efendiliğe soyundun?! Adamların açıkça dedikleri bu… Bizimkiler hala işin kutu kısmında! Yolsuzluğa, rüşvete, vurguna, talana, üçkağıda; hasılı… Ahlaka ve hukuka aykırı ne varsa hepsine karşı çıkalım tabii ki… Fakat adamlar bize ’cambaza bak, cambaza’yı oynatmak istiyorlar; bu oyuna da düşmeyelim. Dikkatinizi çekmiyor hiç; bize “vurgun, rüşvet, yolsuzluk var” diyenlerin büyük bir kısmı, bellerine kadar kan’a, çenelerine kadar da günaha bulaşmış çevrelerdir. Bu çevrelerin bazıları 28 Şubat Süreci’nde de ’’laiklik elden gidiyor, cumhuriyet yıkılıyor, irtica devleti kuşatıyor’’ diyerek, birkaç günde 60 milyar doları ceplerine indirmişlerdi. Bugün aynı argümanları dillendiremiyorlar, yeni bir jargon buldular: Rüşvet, vurgun, yolsuzluk! Görün bakın şimdi de yine onlarca milyar dolar onların kasalarını şişirecek. İnanmıyorum. Günlerdir bağırıp çağıran ve yangın üstüne yangın çıkaran bu kundakçıların, gerçekten dertlerinin yolsuzluk, rüşvet ve vurgun olduğuna… “Çalındı” denilen o paralar var ya o paralar, bu haramzadelerin Boğaz’da bir gecelik eğlence parası kadar. Ya da kendi çaldıklarının yanında çerez parası dahi değil… Onların asıl derdi, Türkiye’yi yeniden dizlerinin üzerine düşürtüp, efendilerinden “aferin” almaktır. Bu amaç uğruna, ülke yakılıp yıkılırsa da yıkılsın. Sizi temin ederim ki, şayet Tayyip Erdoğan bunlara boyun eğseydi, ne 17 Aralık’ta operasyonlar başlayacaktı, ne de kimse AK Parti’nin günahlarından dem vuracaktı. Allah murat etti mi şerlerden de hayır çıkabiliyor. Belki de bu şerrin hayrı da, devletin temellerine bağlanan dinamitlerin geç de olsa görülmüş olmasıdır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.