Devlet Bahçeli'den Başbakan'a ağır sözler
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında partililere seslendi.
Erzurum Güncel- MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında dershanelerin kaptılmasını kendilerinin yıllar önce söylediğini ifade ederken ve Başbakan Erdoğan'a Diyarbakır ziyareti üzerinden çok ağır ifadelerle yüklendi. DERSAHANLER KAPATILSIN "Biz bu dersahane tartışması yaşanmadan dershanlerin özel okullara dönüşülmesini söylemiştik. Ancak binlerce dershaneleri kapatırken buradan ekmek kazanan öğretmenler ve yardımcı personeli devlet çatısı altında istihdam edilmelidir. REFERANDUMDAKİ İLİŞKİNİZ NE OLDU Ekonomik imkanları ölçüsünde her aile evladını dershaneye kayıd ettirmiştir. Öğrencilerin okulda bulamadığı dersi dershanede bulması ne anlama gelir. Bizim için önemli olan dershanelerin ortadan kaldırılmasıdır. AKP 11 yıldır hükümette Erdoğan 11 yıldır Başbakan'dır. Sormak isterim ki; son 1 yıldır dershane üzerinden oluşturduğu polemikler ne anlama gelmektedir. Referandumda zirve yapan yakınlıklar şimdi ne olmuştur? Bu restleşmemidir? Dershanelerin kapatılmasını biz yıllar önce söylemiştik. MHP olarak hiçbir kimseyi kayırmamak olmamıştır. Milli Eğitim'e paralel olarak oluşan kurumları doğru bulmadığımızı söylüyoruz. Dershanelerin Meclis'e gelmesiyle şimdiden 24 Kasım öğretmenler gününü kutluyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu ve başöğretmenimize ve vefat eden öğretmenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Türkiye kapkara günlerini yaşamaktadır. Ülkemiz bataklığa sürüklenmektedir. Milli vicdanlar yaraldır. Başbakan Erdoğan fitne ateşini körüklemiştir. Diyarbakır'daki rezil görüntülerde Başbakan yakın arkadaşı Barzani ile kucaklaşmış. ALMANYA'DAKİ TÜRKLERİN DURUMU 14 Kasım 2013 günü Almanya'da muhteşem bir coşkuya tanık olduk. 28. Büyük Türk Kurultayı'nı hayranlıkla izledik. Oradaki tüm olumsuzluklara rağmen şuurla mücadele etmektedir. Türk federasyonu hepimizin gurur kaynağı olmuştur. Çok şükür gurbette yaşayan asil evlatlarımız her iş dalında orada kendini göstermiştir. Milli kimliğinden kopmayan, inançlarından taviz vermeyen bir nesil yetişmiştir. Anavatanından uzak olsalar da Avrupa'da Türk ve Müslüman kimliklerini korumuşlardır. Gurbete göçün 52. yılında problemler azalmamış artmıştır. Üzülerek söylemeliyim ki; Almanya'da ırkçı baskılar devam ettirilmektedir. Çifte vatandaşlık hakkının verilmesi gerekirken Almanya devleti hala bu konuya uzaktır. Türklerin samimi çalışmaları yok sayılmıştır. Yabancı topraklarda asimile olmamak için Türk aileler çok iyi bir şekilde direnmişlerdir. Ekonomik kriz nedeniyle soydaşlarımız zor duruma düşürülmüştür. 3. ve 4. neslin yaşadığı kimlik bunalımını hükümet mutlaka çözmelidir. Avrupa Türklüğü dilini ve geçmişini asla unutmamalıdır. Buradan ordaki vatandaşlarımıza üstün başarılar dilerken Allah yardımcıları olsun diyorum. SOYU SOPU KARIŞIK KÖKENİ SORUNLU.. Bu kürsüden aziz milletime kalbi bayrak, vatan diye çarpan vatandaşlarıma sesleniyorum. Bugün elinize bir büyük Türkçe sözlük alın şu anda yaşadığımız anı anlatacak kelime bulamazsınız. Türkiye'nin cumartesiden beri yaşadığı acı verici manzaralar, ben Türk olmaktan onur duyuyorum diyen hiç kimsenin kabul edeceği şeyler değildir. Türkiye 16 Kasım günü, hıyanetin resmi geçidine şahit etmiş, cani ve başbakanın fotoğrafları aynı fotoğrafa iliştirilmiştir. Soyu sopu karışık, kökeni sorunlu, gelmişi geçmişi siyah yüzlerin meydan okumasına sahne olmuştur. Biz millet olduk olalı içimizden hiç bu kadar hançerlenmemiştik. Hiç bu kadar köşeye sıkışmamıştık. Düşmanlığın hiç bu kadar övüldüğü iltifat görüldüğü başka bir dönem görülmemiştir. DAMAT FERİTLER HORTLAMIŞ HAÇLILAR AYAKLANMIŞ Neredeyse anzavur dirilmiş, mazideki isyancılar gözlerini açmış, damat ferit hortlamış, haçlılar tekrar ayaklanmış, hükümet ve başındaki şahsiyetle bütünleşmiştir. Başbakan olmayan kalitesinin gereğini yapmış, Barzani'yi Diyarbakır'a davet etmiş, tıpkı aşığına vurgun maşuk gibi muhattabını bağrına basmıştır. Peşmerge başı bu ihaneti 19 Ekim 2009 tarihinde, PKK'lıların kullandığı Habur yolunu takip etmiştir. Başbakan'ın vizesiyle ülkeye giriş yapan bölücü ve sözde şarkıcıyla tezahüratlar eşliğinde Diyarbakır'a ulaşmıştır. ERDOĞAN YA KANDİL YETİŞTİRMESİDİR YA TÜRK DÜŞMANI 37 yıl sonra sanki babasının çiftliğine gelir gibi Türkiye'ye girmiştir. Abdullah Öcalan barış savaşçısıdır, terörist olan Türkiye devletidir sözlerini İsveç'te sarf eden rezil bu kişidir. İmralı'daki kahramanı selamlıyorum, delilli ispatlı hain bu kişidir. Türk dilini başımızdan def edelim hakaretini geçtiğimiz yıl Almanya'da söyleyen bu kişidir. Başbakan bu PKK'lıyı dost olarak görmüştür. PKK'lılara gösterdiği çoşkun aşkın sevginin kendi içinde tutarlı bir yanı vardır. Erdoğan ya Kandil yetiştirmesidir, ya Türk düşmanıdır yada Türk milletinin kanını emmeye yeminli özel çevrelerin özel görevlisidir. Diyarbakır'daki açılış törenini 28 Ekim'de ödül alan başka bir PKK'lının ölüm yıldönümüne getirmiştir. Türk milleti için kıyamet alameti değil midir? Bu nasıl bir iştir ki, birisi ödül verecek kadar şuur kaybı yaşar, biri anma düzenleyecek kadar gözü kararır. Ahmet Kaya'dan şiir namına zırvalar sıralarken protokolde gözyaşları sel olmuştur. Şehid için ağlamayanlar teröristler için ağlamıştır. Ahmet Kaya'ya bu kadar matemlidir o zaman en kısa zamanda bir anıt yaptırıp yakınlarında bir ev tutup anıtı sevretmelidir. Bu PKK'lının suçu saz çalmaktır. Öldürmek için ille de tabancı mı kullanmalıdır. Senin gibi zihmiyetler canlı bomba olamaz mı? KUDUZ GİBİ ORAYA BURAYA SATAŞMASIN Bilinsin ki Türk tarihinde bu ve benzeri karanlık günlerin hayırla yad edildiği ne görülmüştür, ne duyulmuştur. Türk tarihi ecdadımızın aziz şehitlerimizin mübarek kanlarıyla yazılmıştır. Zira gerekirse yeniden tarih yazmak için iştahlı ve istekli bir nesil, filiz filiz, başak başak, boy boy yetişmiştir. Kimse sabrımıza aldanıp da gevşeklik yapmasın. Kuduz gibi oraya buraya sataşmasın. Yeri gelince Malazgirt destanı da tekrarlanır söğüt ruhu da canlanır. Barzani'nin kuyruğuna takılanlar, yularını kandil teröristlerine kaptıranlar, yazsa yazsa ancak kalleşliğin kahpeliğin tarihini yazacaklardır. İmralı canisine teslim olanlar, eli kanlı teröristlere yüz sürenler Türkiye'yi sırtından vuranların, kara kaplı kitabında not düşeceklerdir. Herkes fıtratının gereğini yapmaktadır. BAŞBAKAN KÜRDİSTAN'A ONAY VERDİ Başbakan ve ihanet ortaklarının yaptığı da bundan başkası değildir. Barzani'yi konuk etmek, Kürdistan'ı meşrulaştırmak, Türkiye'nin göreceği en büyük tahribatlardan birisidir. Evet Başbakan, siyasi menfaat uğruna, Barzani'nin desteğini almak amacıyla, hem müzakere ortağını satmış hem de Kürdistan'a onay vermiştir. DİYARBAKIR'IN ŞEYTANİ BELEDİYE BAŞKANI Barzani bir yanda İmralı canisine teşekkür ederken, 'rüyada görsem inanmam' derken Başbakan'ı daha fazlası için teşvik etmiştir. Türkmen kardeşlerimizi katleden, Türkmen şehirlerinin ismini değiştiren, PKK kamplarında nöbet bekleyen, Kerkük'ün statüsünü oldu bittiye getirmeye çalışan bir alçak, Başbakan'da hayallerinde bulmuştur. İnşallah Allah'ınızdan bulacağınız günler de yakındır. Başbakan Erdoğan ve peşmerge çetesi aynı yöntemle Türklüğe her tarafta zehir saçmaktadır. Diyarbakır'ın şeytani Belediye Başkanı da Barzani'nin Kuzey Kürdistan'a hoş geldiniz diyerek gönlünü hoş etmiştir. Başbakan, sen elinden tuttuğun bu belediye başkanının sözlerine katılıyor musunuz? Bu hakimler bu savcılar nerededir? Vatanını milletini seven hukuk insanları nereye sinmiştir? CANİ BAŞINI SERBEST BIRAKACAK Anlaşılan Başbakan aldığı buyrukları sadakatle uygulamaktadır. Oyun iğrenç, tezgah aşağılık ötesidir. Hesap para ve servet üzerindedir. Suriye'nin kuzeyinde PKK tarafından ilan edilen özerk yönetim Kürdistan'ın ikinci halkasıdır. Başbakan bu sebepte adeta ihanet yarışına girmiştir. PKK'ya teslim olmanın ismi normalleşme, Barzani'ye boyun eğme ön yargılara kırma, şerefsizliklerin ismi de yeni Türkiye olarak formüle edilmiştir. Başbakan'ın dağdakilerin indiği cezaevlerinin boşaldığını göreceğiz demesi af kanaatinde bulunması rastlantı değildir. PKK'yı resmen siyasallaştıracak ve cani başını da serbest bırakacaktır. Mardin'de askeri birliğimize yönelik kurulan pusu, şantiyenin basılması, araçların ateşe verilmesi bunun bir işaretidir. Başbakan barış çözüm derken, PKK'lı caniler insan avına çıkmışlardır. Başbakan ve bölücü şebeke vatanı sahipsiz sanmamalıdır. Hatırlatmak isterim ki Namık Kemal şiirindeki dediği " Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; Yok mudur kurtaracak baht-ı kara mâderini?" sözüne Atatürk şu yanıtı vermiştir "Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini; Bulunur kurtaracak baht-ı kara mâderini" Sağ olun var olun. Ne mutlu Türküm diyene. Şerefsizliklerin ismi yeni Türkiye olmuştur. Milli mücadele yıllarında kurtarıcı nasıl Türk milleti olmuşsa yeniden bu işi başaracaktır. Başbakan Erdoğan er ya da geç yüce divanda yargılanacaktır.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.