1. HABERLER

  2. ERZURUM

  3. Dumlu meselesi nedir, ne değildir?
Dumlu meselesi nedir, ne değildir?

Dumlu meselesi nedir, ne değildir?

Şehrin gündemini usta gazeteci Mehmet Şener yazdı..

A+A-

Erzurum Güncel-Sevgili Rahmi ve Zafer’i tanımazdan önce merhum Ziya ağabeyiyi tanırdım. Hoş ne benim yaşıtımdı, ne de ben O’nun asker arkadaşı değildim; ama merhum Ziya ağabeyi, lütfetmiş bendenizi arkadaşları arasına katmıştı. Çok sonraları oğullarını tanıdım. Bi de öğrendim ki oğlu Rahmi tam da benim yaşıtım, Zafer daha çocuk… Ziya Dumlu, bu memleketin en eski, en köklü esnaflarından biridir. Terzilik mesleği ile çıktığı yolda, önce modern anlamda konfeksiyon fabrikası kurmuş, ardından da Erzurum’a ülke çapında meşhur olan markaları kazandırmış bir sanatkar ve tüccardır. Allah rahmet eylesin, Ziya ağabeyi titiz bir adamdı. İşinde dürüst ve namuslu olduğu kadar, müşteri ilişkisinde de özen isteyen bir işadamıydı. Erzurum, konfeksiyonla belki de ilk O’nun sayesinde tanıştı. Allah şifa versin şu günlerde ağır sağlık sorunları yaşayan Metin Aydaş –ki, bakmayın siz bugünlerde köprülerin altından çok suların akıp gitmesine, O, bir zamanlar imparatordu- henüz çırakken, Ziya Dumlu adamakıllı bir tüccardı. Ziya ağabeyi, her canlı gibi vakti geldiğinde ölümü tadanlar arasına katıldı. Geride dünyalar tatlısı Rahmi ve ele avuca sığmaz olan Zafer kaldı, tabii ki bir de torunları… Dostlar; kimsenin avukatı değilim. Beni tanıyanlar az çok bilir ki haksız olan bi şeyin de arkasında durmadım, durmam da… Lakin şu son günlerde Dumlu kardeşlere haksızlık yapıldığına inanmaktayım. Onlar ki, hele hele de Rahmi, kanundan korktuğu kadar karısından korkmaz! İşte o iki kardeş mülkiyeti İl Genel Sekreterliği’ne, eski ifadeyle Özel İdare’ye ait olan işyerinde Dumlu AVM’yi işletmekteler. Namuslu esnaftırlar; kul hakkından korkarlar yasalara saygılıdırlar… Son günlerde siz de fark etmişsinizdir ki kimi çevreler, bu arkadaşların kiracı oldukları mülkte yapmak istedikleri tadilata şiddetle itiraz ediyorlar. Manzara şudur: Dumlu AVM, yapmak istediği tadilatla ilgili olarak, başta İl Genel Sekreterliği olmak üzere, Yakutiye Belediyesi’nden gerekli izni ve ruhsatı almış durumda. Yani ortada yasadışı bir durum söz konusu değil. İzinler alınmış, ruhsat verilmiş. Kentin mimari estetiğini öne sürerek, birileri bu tadilata şiddetle itiraz ediyor. Olabilir. Bakmak ve itirazları dikkate almak gerekir. Lakin bu şehirdeki manzara bambaşka… Erzurum’da şehir imarı ve mimari olmadığı gibi, koskoca şehir tutanın elinde kalmış. Kim buna itiraz ediyorsa buyursun gelsin tartışalım. Üstelik Dumlu AVM’de yapılmak istenen tadilat tamamen yasalara uygundur. İl Genel Sekreterliği ‘tamam” demiş, Yakutiye tadilat ruhsatı vermiş. Sonra öğreniyoruz ki esasında bugün Dumlu AVM’nin olduğu binanın orijinal projesinde de zaten o çıkıntılar mevcut. Yani Dumlu kafasına göre kamunun ortak malına tecavüz etmiş değil. Adamlar sadece ve sadece kendilerine tahsis edilen bir alanda, proje müellifinin öngördüğü değişikliği yapıyorlar o kadar… Yasadışı her şeye itiraz etmekle beraber, sevgili dostlar; bu şehir, ateşe koşan kelebekler gibi kendi evlatlarını yitiren bir şehir oldu. Siz söyleyin şunun şurasında bu şehirde iki nesildir devam eden kaç esnafımız kaldı? Zorlamayın kendinizi çünkü sayı çok az… Diyelim ki elbirliği ettik ve sonunda Rahmi ve Zafer Dumlu kardeşleri de batırdık. (Allah korusun) Söyleyin sevgili dostlar, Erzurum denilince sizde hangi hatıra kalacak? Babamın oğlu da olsa amme malına göz dikiyorsa, acımayalım. Fakat burada öyle bir durum söz konusu değil. Mülkün sahibi olan kurumun ve belediyenin ruhsatıyla yapılan bir iş söz konusu… Yani kimse kamu malını talan ediyor değil. Sordum öğrendim: Dumlu AVM’nin birinci katı et lokantası olacakmış. İkinci kat ise yine konfeksiyon… Söyleyin Allah aşkınıza Dumlu’nun birinci katı lokanta olursa kime ne zararı olur? Dumlu’nun yaptığı şayet yasalara uygun değil ise, niçin hem İl Genel Sekreterliği, hem de Yakutiye Belediyesi izin verdi? Dumlu kanunun üstünde bir işletme değil. Eğer yasadışı bir iş yapıyorlarsa belediye anında mührü vurur. Mühür vurulmadığına göre demek ki yasadışı bir iş yok. Ben size bi şey söyleyeyim mi, ister kabul edersiniz ister etmezsiniz sizin bileceğiniz bi şey. Fakat unutmayın ki Erzurum hızla memleket evladını göç veren bir şehir. Böyle giderse gün gelecek üç kişiden biri birbirini tanımaz halde olacak. Şimdi iyi kötü birbirimizin tabutunun altına giriyoruz, böyle sürüp giderse yarın tabutlarımızı ancak belediye görevlileri taşıyacak... Dumlu’daki tadilata itiraz eden dostlara soruyorum: Bu şehir mimari açıdan katledileli neredeyse yarım asır oldu. Hassasiyetinize saygı duymakla beraber soruyoruz: Sahi şehir elden giderken neredeydiniz? Derseniz ki eğer, “Bizim gücümüz Dumlu’ya yetiyor.” Biz de o vakit deriz ki: El insaf, el merhamet! Yani merhameti olmayanın imanı da olmaz… Size küçük bir sır vereyim mi? Haydi o zaman: Geldiğim nokta şudur: Bu memleketin çocuğu burada kalsın yeter, isterse çiviyi avucumun içine çaksın. “Aman bana ne” diyorsanız eğer bizim de zaten size söyleyecek bir sözümüz yok! Neyse ki Erzurum ağaç kovuğundan çıkmış bir şehir değil.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.