Emanet Çomaklı’da…
erinden rahmetli Rıfkı Salim Burçak’ın hatıralarını kaleme aldığı “Yassı Ada’dan Günümüze” adlı eserinden öğreniyoruz ki, Atatürk Üniversitesi’nin Erzurum’a kurulmaması için bazı çevreler olağanüstü çaba harcamış ama bu vasiyeti engellemeye güçleri yetmemiş.
Atatürk’ün vasiyeti olan “Doğu’da büyük bir üniversite” ideali ve projesi rahmetli Menderes sayesinde, Erzurum’da kuvveden fiile geçti.
Aradan yarım yüzyılı aşkın bir zaman geçti.
Bugün Türkiye’de; Doğu’sundan Güney’ine, Batı’sından Kuzey’ine iki yüzü aşkın üniversite var; bunların en az yüzü devletin kurduğu üniversite…
Yakın tarihin içerisinde Atatürk Üniversitesi, ülke genelinde hep “lider” üniversitelerden biri oldu.
Namı diğer adı, “Üniversite kuran üniversitedir”
Üniversiteleri bir hanım olarak görecek olsaydık eğer Atatürk Üniversitesi için “elegant” derdik.
Bu üniversitenin yarım yüz yılı aşan hayatı içerisinde birbirinden değerli rektörleri, dekanları, hocaları ve çok ünlü mezunları oldu.
Hani Erzurum için bir tabir kullanılır:
“Çok değerli bir isim ya Erzurum’da doğmuştur, ya da yolu bir şekilde Erzurum’dan geçmiştir.”
Hiç kuşkusuz ki Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Beş Şehri” bu anlamda ciddi bir referanstır.
Evet; bugüne gelecek olursak…
Atatürk Üniversitesi, bir orkestra şefi olduğunu, geçtiğimiz hafta rektörler toplantısına ev sahibi olmakla ziyadesiyle ispatladı.
YÖK Başkanı Erzurum’daydı, onlarca rektör buradaydı…
Ömer Çomaklı, yalnızca bir rektör olarak bu özel günde konuklarını ağırlamadı. O, aynı zamanda bir bilim insanı, akademisyen ve özgüven sahibi bir kişiydi.
Çomaklı hoca, üniversitesini öyle bir takdim etti ve rektörlere ve YÖK heyetine öyle doyurucu sunumlar yaptı ki, inanıyorum ki pek çok kişi gıptayla dinledi.
Atatürk’ün “Doğu’da bir büyük üniversite kurulmalı” dediği bu olmalıydı.
O üniversite ancak Erzurum’da olursa o büyük ideale ve ülküye cevap verirdi.
Ömer Çomaklı, gösterdi ki artık kendisi rektörden öte bir isim…
Lütfen meseleyi sulandırıp işin içine siyaset katmayın.
Ben o bir milletvekili ya da bakan olmalıdır demiyorum.
Dediğim şu: Ömer Hoca, Erzurum’u öyle güzel temsil etti ve YÖK heyetiyle birlikte rektörleri öyle güzel ağırladı ki, bunu bu ülkede ancak bir ya da iki üniversite yapabilirdi.
Çomaklı, bu şehrin mimarlarından biridir.
İnşa etmeye geldi ve bu uğurda engel tanımıyor.
Çomaklı Hoca çok ama çok avantajlı... Zira O’na; rehberlik eden, O’na ilham veren, O’na ‘hadi koş hocam’ diyen ilme ve irfana damga vurmuş bir Atatürk Üniversitesi var.
Rıfkı Salim Burçak…
Huzur içerisinde uyu, gözün arkada kalmasın…
Kuruluşuna öncülük ettiğim Atatürk Üniversitesi emin ellerde…
Çünkü:
Kaptan köşkünde Ömer Çomaklı var.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.