Gazete Güncel- Erzurum’un Yakutiye ilçesine bağlı Kombina Caddesi mevkiinde seracılık yaparak kentin sebze üretimine büyük katkı sunan Sebze Üreticileri Derneği Eski Başkanı Necati Yıldızer, verimli arazilerde yükselen beton binaların üretimi durma noktasına getirdiğini belirtti.

Tarım arazilerinin imara açılmasıyla küçük bir alanda sıkıştıklarını kaydeden Yıldızer, geçen seneye oranla sebze üretiminin yarı yarıya düştüğünü, dolayısıyla seralarını sökmek zorunda kaldığını ifade etti. Seraların hemen yanı başında inşaat temellerinin açıldığını söyleyen Yıldızer, “Artık gidecek yerimiz kalmadı” dedi. Yetkililerden kendilerini uygun bir yere taşımalarını isteyen Yıldızer, sorunun ivedilikle çözüme kavuşturulmasını talep etti.

Üretici ne yapacağını şaşırdı

İmara açılan alanların, tarım yapılan arazileri bir bir yuttuğunu dile getiren Yıldızer, “Seralarımızın neredeyse yarısını söktük. Üretim yapamıyoruz. İmar yanı başımıza kadar geldi. Seralarımızın yanında inşaat temelleri açılıyor, iş makineleri çalışmalar yapıyor. Son bir tarla kaldı oradan başka da gidecek yerimiz yok şu anda. Seraları taşımak istiyoruz fakat orada da alt yapı yok. Üretim yapabilmemiz için şebeke suyu, kuyu suyu gibi ihtiyaçlarımızın karşılanması gerekiyor. Tarım İl Müdürlüğüne altyapı sorunumuzun giderilmesi için dilekçe verdik fakat hala bir cevap alamadık. Atatürk Üniversitesinden bin dönümlük yer talebimiz oldu, oradan da hala bir yanıt gelmedi. Sıkışmış durumdayız, üretim yapamıyoruz. Geçen seneye oranla üretim yarı yarıya düştü. Birçok serama hala daha ekim yapamadım. Bu zamana kadar hiç düşünmemiştim ama şimdi Erzurum’dan gitmeyi bile düşünüyorum. Ürün gönderdiğim çevre iller bile ‘bize gel, burada üretim yap’ diyor, yer gösteriyor, seçenek sunuyor. Biz istiyoruz ki işimize memleketimizde devam edelim, burada üretelim. Yetkililerden yardım bekliyoruz. Bizlere bir yer gösterinler” ifadelerini kullandı.

Verimli araziler yok oluyor

Yıldızer, “Bu toprağı bir daha bulamayız. Bizim en büyük sorunumuz imarın bizi sıkıştırması. İmara açılmasın diye bu yüzden diretmekteyiz. Şu anda bulunduğumuz, üzerinde üretim yaptığımız arazinin yapısı sebze yetiştirmeye son derece elverişli.  Burası gibi verimli başka bir alan yok, toprak yapısı humuslu, dolayısıyla verim açısından çok yüksek. Bunun yanı sıra bu bölgenin taban suyu çok yüksek. İnşaatlar yükseliyor ama temel açısından çok tehlikeli. Bina yapımına uygun araziler değil. Dolayısıyla üretim noktasında diretiyoruz, yetkililerimiz bize yardımcı olsun. Bizlere bir alternatif gösterilsin” dedi.  

Seraların yanı başında inşaat!

Arazilerin imara açılmasıyla üretimin düştüğünü söyleyen Yıldızer, “Bizim en büyük sorunumuz imarın bizi sıkıştırması. Yıllardır toplantılar yaptık, bürokratlarla görüştük fakat hiçbir çözüm bulunamadı. Deyim yerindeyse imar geldi ağzımıza kadar girdi. Bundan sonra gideceğimiz bir yer yok. Bundan sonra bizim mesleğimizi, yani seracılığı yapacak kimse de yok. Bilemiyorum bu şehir ne yiyecek, ne ile beslenecek? Ürettiğimiz ürünlerin hemen hemen yarısından fazlasını çevre illere satmaktayız. Burada bir ekonomi var. Burada her şeyden önemlisi üretim var. Görünen o ki burada bulunan çiftçi grubunu gözden çıkarmışlar. Bizi görmüyorlar, üretim varmış, yokmuş kimsenin umurunda değil. Gidebileceğimiz başka bir yer yok” diye konuştu.

Üretim durma noktasında

Yıldızer, “Bakıldığı zaman bu bölge genel olarak tarım arazisiydi. Yaklaşık 4 bin dekar alanda ekim, üretim yapılıyordu. Şu anda bunun 2 bin dönümü imara açıldı, binalar, evler yapıldı ve hala da inşaatlar devam ediyor, hala daha binalar yükseliyor. Tarım alanı iyice kısıtlandı. Su hatlarımız imar alanlarının, inşaat alanlarının içinde kaldı. Yapılan inşaatlardan, yol çalışmalarından dolayı buradaki su hatlarımız çakışıyor. Bu da seralarımız için sıkıntı oluşturuyor. Tarım yapılan alanlar ile inşaatlar dip dibe olduğu için toz, kum, hafriyat bunlar da üretimi olumsuz etkiliyor. Örneğin inşaatta özenli bir çalışma olmadığı için çimento, kireç torbaları atılıyor. Ürünlerin üzerine gelen toz, kireç bunlar da böceklenme yapıyor. Bizleri bir an evvel uygun bir yere taşımazlarsa hepimiz pasifize olacağız. Biz eleman bulamazken, elde bulunan mevcut kalifiye elemanlar yani bizler pasif duruma düşeceğiz. Üretim alanlarımız, imara açılarak sürekli eriyor” ifadelerini kullandı.

Nesrin DEMİR/ Pusula