Erzurum Güncel- Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 95. ve İstiklal Marşımızın Kabul edilişinin 92. yıldönümü münasebetiyle yaptığı yazılı açıklamada, “Milletin gerçek kurtuluşu milli eğitimle olur” dedi. Bundan 100 yıl önce savaştan bitap düşmüş, gençleri savaşta şehir düşmüş milletimizin İşgalci Ruslara ve oyuncağı olan Ermenilere karşı Doğuda ortaya koyduğu azim ve mücadelenin her türlü takdirin üzerinde olduğunu belirten İkinci, “Bu mücadelede vatanı, dini ve mukaddesatı için şehit düşen, fedakarlık yapan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Ancak bu tarihi olaylardan dersler çıkarmazsak anmamız bir şey ifade etmez. Dün devletinin en zor zamanında cepheye oğlunu gönderen Fatmalar, kucağındaki çocuğuyla cepheye koşan Nene Hatunlar bölgenin büyük komutanı Kazım Karabekirler o gün görevlerini layıkıyla yapıp fedakarlıklarını gösterirken bu gün bizler ne yapmalıyız? Bizler hangi fedakarlıkları göstermeli ve neleri başarmalıyız.Neleri doğru yapıyor nerelerde yanlış yapıyoruz bu görmek ve düşünmek zorundayız. ÖĞDER olarak diyoruz ki milletimizin ihyası gençliğin eğitimi ve terbiyesi ile mümkündür. Dün gençlerimizi silahla şehit eden emperyalist devletler aracıları vasıtasıyla bu gün gençliğimizi maneviyatını bozarak, din ve namus ve vatan mefhumlarını zayıflatarak, ulvi ideallerden uzaklaştırarak imha etmeye çalışıyorlar. Bu sadece bizde değil tüm İslam dünyasında devam ettiriliyor. Bu konu ile ilgili Proje hazırlayıp yürüten Amerikan ve İngiliz Ting tank (düşünce) kuruluşları var.” Diye konuştu. “Özellikle televizyonda izlettirilen film ve diziler, internetteki zararlı içerikli sayfalar Ermenilerin kurşunlarından daha çok etkili oluyor” diyen İkinci daha sonra şunları kaydetti; “Dış güçlerin bu tip programları ve filmleri finanse ettiklerini düşünüyoruz. Maneviyatsız , ruhsuz, hedefsiz kısacası kimliksiz gençlik oluşturmak adına tüm güçleriyle çalışanlara karşı eğitimin millileştirilmesi, okullarda ahlak ve maneviyat hamlesinin başlatılması, gençliğin ahlak ve maneviyatını yok eden filim ve dizilerin yayından kaldırılması, gençliğe milli ve manevi duygular aşılayacak programların TRT tarafından yapılmasını, bu duyguları yaşayan öğretmenlerin yetişmesi için Eğitim ve İlahiyat fakültelerinin müfredat ve amaçlarının gözden geçirilmesi gerekir. Gençliği doğru yönlendirecek, maneviyatı güçlü öğretmenler yetiştirmekle, gençliğe sahip çıkmakla gerçek kurtuluş olabilir. Bu gün bu işlevi bu fakülteler ortaya koyabiliyor mu diye herkese soruyoruz. Devletin 12 yıl boyunca okuttuğu genç annesini hunharca öldürebiliyorsa, devletine milletine zararlı birçok davranışın içine girebiliyorsa, devletin eğitimini gözden geçirmesi zorunludur. Yıllardır din düşmanlığını kendisine vazife sayıp sayısız projeler yürütenleri, batıya oyuncak olup gençliğin imanını çalıp ruhsuzlaştıranlar bu gerçekleri görünce ne kadar yanlış yaptıklarını anlıyorlardır. Çünkü bu gün onların çocukları da kendilerine isyan ediyorlar. ÖĞDER olarak diyoruz ki milletin kurtuluşu ancak Milli bir eğitimle olur. Bunu da oluşturacak olan Milli Eğitim Bakanlığıdır. Fakat Milli Eğitim Bakanlığı da Avrupa birliği projelerini esas alıp programlar yaptığı için bu dediklerimizi yapmaktan şimdilik uzak görünüyor. Bu güne kadar Avrupa’dan gelen projelerin hiçbirisi tutmadı. Avrupa’yı örnek alın ama Avrupa’daki projelerin kopyasını bizde uygulama yanlışından dönülsün diyoruz. Milletin ihtiyaçlarına cevap verecek, gençliği Milli ve manevi duygularla yetiştirecek, gençliğe büyük idealler kazandıracak, Büyük Türkiye’nin kurulmasını sağlayacak, yeni Mehmet Akifler yetiştirecek Milli bir program başlatılsın. Bu konuda ÖĞDER olarak devletimize yardımcı olmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz. İşte gerçek kurtuluş o gün olacaktır. Tarihimizden örnek almak o zaman gerçekleşmiş olacaktır. Yoksa Kurtuluş balolarında bu ruhu yaşamak ve ortaya koymak mümkün olmayacaktır.” Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, Erzurum’un Palandöken dağı gibi silkinerek düşmanları başından attığını belirterek “12 Mart, Erzurum’un en karanlık günlerinin adıdır, bugün aynı zamanda milletimizin karanlık günlerinin sonu, İstiklal marşımızın kabul edildiği gündür” dedi. Ali Korkut, Erzurum’un bundan 95 yıl önce karanlıkları yırtarak aydınlığa yürüdüğünü söyledi. Korkut, “Yüzyılların ardından kopup gelen bir vakar, Kahramanlık, yiğitlik, erlik destanıdır bar./” şiirinin Erzurum’un karakteri olduğunu ifade ederek “Silkin ey Palandöken, dök başından karını,” mısraında olduğu gibi düşmanı 12 Mart 1918’de topraklarından attığını belirtti. Korkut, Rus işgali ve ardından Ermenilerin vahşetiyle şehirde insanlığı utandıran manzaraların yaşandığını belirterek, “Ermenilerin bu acımasız işgal ve katliamına son vererek, milis kuvvetleriyle birlikte 12 Mart 1918’de Erzurum’u kurtarır. Şehir harabeye dönüşmüş, Nüfus ise 8.000’lere düşmüştür“ dedi. Ali Korkut, Erzurum’un kurtuluş sonrası ülkeyi kurtaran sürece de öncülük yaptığını belirterek, „Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz, ne türlü olursa olsun, yabancıların topraklarımıza girmesine ve işlerimize karışmasına karşı ve Osmanlı hükümetinin dağılması durumunda ulus, birlikte direnecek ve savunacaktır.” Kararlarının Erzurum kongresinde alınan kararlar olduğunu belirterek, Erzurum’un kurtuluş yolunda önemli bir merkez olduğunu ifade etti. Korkut, 12 Mart 1921 tarihinin ise İstiklal marşımızın kabul edildiği gün olduğunu belirterek, “Erzurum’umuzun kurtuluşu ve İstiklal Marşımızın kabulünü en içten duygularımla kutluyorum” dedi.