HSYK kimseye yaranamadı!
Valiler kararnamesinin daha mürekkebi kurumamıştı ki, bu defa da hakim ve savcılar kararnamesi ile uyandık yeni bir güne... Adli ve idari olmak üzere binlerce hakim ve savcının yeri değişti. Yüzlerce hakim ya da savcı terfi ederken, bi o kadarı da tenzili rütbe almış. Besbelli ki bu kararname üzerine yapılmaya başlanan spekülasyonlar beş on gün sürecek gibi... Baksanıza neredeyse memnun olan hiç bir kesim yok! Bazıları, "Gerçek ve namuslu hukuk adamlarına yazık ettiler, onları acımadan biçtiler" diyor, bazıları da, "Bu ülkede değişen hiç bir şey yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan o kadar mücadele etsin ki hikaye. İşte sonuç ortada Güya FETÖ/PDY kontrolünden kurtarılan HSYK, yaptığı bu son atamada açıkça paralelcileri koruyup kollamış. Ülkenin en güzel ve en etkili yerlerine hep paralelciler atandı" şeklinde ağır eleştirilerde bulunuyor. Bu kadar keskin ifadelerle olmasa bile benzer eleştiriler, valiler kararnamesinden sonra da sosyal medyada kendine geniş yer bulmuştu. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, Binali Yıldırım başbakanlığındaki 65. hükümet, paralel yapıya karşı amansız bir mücadele verileceğini, bu uğurda kesinlikle geri adım atılmayacağını tekrarlayıp durmakta... Fakat anlaşılan şu ki, paralel yapıyla mücadelenin yargı ayağı, sanıldığı kadar kolay ya da sancısız olmayacak. Çünkü bir varsayıma göre, hala yargının içinde 5 bin dolayında FETÖ'cü hakim savcı var; yani toplam hakim savcıların neredeyse yarısına yakın bir oran... Bu insanları toptan kapıya koymanın en azından mevcut yasalara göre imkanı yok. Dolayısıyla ya bu meseleye münhasır yeni bir yasa çıkarılmalı ya da bugün olduğu gibi bu FETÖ'cü hakim savcıların tayinleriyle yetinilmeli... Sorun, göründüğünden çok daha büyük... Bu sebeple tartışmalar da eleştiriler de sürüp gidecektir. Misal; İzmir'de "liman yolsuzluğu" başlıklı soruşturmada Başbakan Binali Yıldırım'ın bacanağına dava açan savcı Ali Çelik Erzurum'a verilmiş. Bu durumda, o savcıya göre, bu yapılan atama, tenzili rütbedir. Ama başka bir bakışa göre de, AK Parti karşıtı bir savcı İzmir'den Erzurum'a sürüldü. Ne savcı karardan memnun ne de savcının geleceği Erzurum... Başka bir örnek; Başsavcı Ahmet Çiçekli, iki yılı aşkın süredir Erzurum'da paralele karşı mücadele eden ve duruşu net olan bir savcı... Bekleniyordu ki, İzmir, Adana, Bursa veya Gaziantep gibi illerden birine başsavcı olarak gider. Fakat öyle olmadı. Ahmet Çiçekli Erzurum'dan daha küçük bir il olan Ordu'ya gitti. Örnekleri çok daha artırabiliriz... Sonuç olarak, HSYK çok kapsamlı bir kararname çıkardı ama yine ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranamadı.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.