Listelerdeki yerlerine bakmadan yollara düştüler İşte 24 Haziran seçimlerinin maraton koşucuları 

Önceki seçimlerden biliyoruz; bir aday eğer listenin altlarında ise, önce partisine küsüyor, sonra talihine kahrediyor, ardından da siyaset serüvenine mola veriyordu!

Meydanlara inip çalışmak, kapı kapı dolaşıp oy istemek, partisi için fedakarlıkta bulunmak...

Neredeyse Kaşıkçı Elması kadar nadiren görülür bir durumdu.

Misal; yakın geçmişteki bir seçimde, ismi listenin çok gerisinde olan adamın (lafın gelişi) biri, "nasılsa seçilemem" demiş, hem partisiyle, hem de seçmenle arasındaki rabıtayı kesmişti!

Punduna düşürebilseydi, adaylık için yatırdığı parayı dahi geri isteyecekti!

Seçim işte, her türlü sürprize açık ya...

Adam piyango ikramiyesi gibi hiç beklenmedik anda pat diye çıkıverdi!

Öyle ki...

Aylarca kendisi bile inanmamıştı ki vekil seçildiğine, bu yüzden zaman zaman sorup duruyordu:

"Şaka yapmıyorsunuz değil mi, ben şimdi vekilim yani?"

"Vekil" dediysem elbette sözgelimi; yoksa herifçioğlunun vekillikle falan bir ilgisi yoktu tabi ki....

Teyo'nun kötü bir taklidi; pespaye bir değlenkti anlayacağınız...

Neyse şimdi konumuz bu değil...

Dikkatinizi çekmek istediğim husus, 24 Haziran seçimlerinde arka sıralardan aday gösterilmelerine rağmen, adeta siyasette ezber bozarcasına bir tutum sergileyerek, sanki liste başı adayı gibi çalışan siyasetçiler...

Kim bu isimler?

AK Parti'den Zafer Tarıkdaroğlu ve Fazilet Dağcı Çığlık...

MHP'den Gökhan Yazıcı, Adem Yurdıgül, Serhat Kılıç ve İzzettin Genç...

İYİ Parti'den Canan Uçar...

(İYİ Parti'den niye bir isim, diye soranlar olabilir. Cevabı çok basit: İYİ Parti'nin ne liste bir adayını, ne de listedeki (Canan Hanım hariç) diğer adaylarını tanımıyoruz. Bizim tanıyıp tanımadığımız da aslında çok önemli değil, ama bu arkadaşları sahada gören kimseye de pek rastlamadık. Zahir, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Hanım, Erzurum'dan çoktan umudunu kesmiş olacak ki , aday listesini maslahat savar gibi yapmış!)

HDP ne alemdedir bilen yok, kapalı kutu!

Saadet Partisi evlere şenlik; kendi çalıp kendi oynuyor!

CHP hiç de fena değil... Naci Turan, adeta tek kişilik ordu gibi CHP'yi oradan oraya taşıyıp duruyor.

Seçilme ihtimalleri kuvvetle muhtemel olmadığı halde, sahada gece gündüz koşturan bu isimler, esasında siyasetin hakkını veren ve her şeyden önce kendilerine güvenleri, partilerine saygıları olan kimselerdir.

Malumunuz, Erzurum'da şöyle bir siyaset anlayışı var kimi dostlarda:

"Eğer liste bir değilsem, ben yokum!"

Bu yüzdendir ki, o dostlar...

Yarım asırdır, "yok"luktan kurtulamıyorlar bir türlü...

Rahmetli Erbakan günün birinde Başbakan olduysa eğer unutmayın ki, onun arka planında tam 30 yıllık inanılmaz bir mücadele, samimi bir inanç ve sarsılmaz bir irade vardı. Yenik çıktığı her seçim akşamı, sanki yarın yeni bir seçim varmış gibi sabah tekrar koşturmaya başlardı.

Kimi siyasetçi namzetleri ise, karşılaştıkları ilk hayal kırıklığında hemen kepenkleri indirip, işi paydos ediyor!

Görüyorsunuz ki pes etmeyenler ise, er ya da geç hedefine ulaşıyor...

Şu seviyeye bakar mısınız...

Fazilet Dağcı Çığlık, AK Parti'den milletvekilliği yapmış bir isim olmasına rağmen, 24 Haziran için adı listenin en dibine yazıldı. O, bu durumu ne protesto edip bir kenara çekildi, ne de sahaya inip gece gündüz çalışmaktan beri durdu.

Şimdi söyler misiniz Fazilet Hanım ya da Canan Hanım gibi isimler mi siyasette uzun soluklu olur yoksa "liste bir değilsem ben yokum" diyenler mi?