1. YAZARLAR

  2. Mehmet ŞENER

  3. İşte size ihanetin daniskası...
Mehmet ŞENER

Mehmet ŞENER

Yazarın Tüm Yazıları >

İşte size ihanetin daniskası...

A+A-

Anlatacağım bu olayı pek çok kişi şaka zannedebilir; ancak ne yazık ki şaka değil. Lafı evirip çevirmeden tek cümleyle özetlemek gerekirse olay şu: On kadar işadamı Erzurum’a yatırım yapmak istiyor ama arsa bulamıyor! Evet; doğru duydunuz. Erzurum’da arsa yokmuş ki talep eden işadamına verilebilsin. Yatırım fukarası fakat arsa zengini Erzurum’un içinde bulunduğu durum bu… Malumunuz Erzurum teşvik uygulamasında beşinci bölge kapsamında. Yani devletin yatırımcı için sunduğu cazip şartlara sahip. Organize Sanayi Bölgesi ise, daha da avantajlı vaziyette… Şayet bir işadamı Erzurum’un her hangi bir yerine yatırım yaptığında misal bir takım indirimlerden yüzde elli oranında faydalanacaksa, aynı yatırımı Organize Sanayi Bölgesi’ne yaptığında bu oran en az on puan daha artıyor. Bu sebeptendir ki, yeni yatırım yapmak isteyen bir kimse doğal olarak Organize Sanayi Bölgesi’ni tercih etmek istiyor. İşte zurnanın zırt dediği yer de tam olarak burası… Ilıcayolu’nda ki Erzurum 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde, vaktiyle yapılan yanlış bir uygulama sonucunda, yıllardan beri, yeni yatırımcıya tahsis edilecek arsa yok. Oysa aynı Organize Sanayii’nin neredeyse yüzde ellisi atıl durumda. Fakat ne hazin ki, atıl durumdaki bu parseller, kişilerin tapulu mülkü olduğundan, idare kimseye bir yaptırım uygulayamıyor. Gerçi 2001 yılından itibaren durum değişti ama yasa geçmişi kapsamadığı için eskiden yapılan yanlıştan da dönülemiyor. Dün Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Ergüney’in konuğuyduk. Zafer Bey, bizlere yaptığı açıklamada söyledi: “Erzurum’a yatırım yapmak isteyen on kadar işadamı var ama elimizde arsamız yok.” Yıllardır, “Şehrimize yatırımcı gelmiyor, yatırımcı gelmiyor” diye sızlanıp durduk. Bugün ise, yatırımcı gelmiş kapımıza dayanmış ama “al sana arsa, yatırımını yap” diyemiyoruz. Zafer Ergüney bu durumdan çok müşteki; lakin O’nun da yapabileceği bir şey yok. Çünkü bu, öyle çetrefilli bir sorun ki ancak Ankara çözebilir. Ankara’dan önce de Erzurum’un valisi, belediye başkanları, meslek teşekküllerinin başkanları, sivil toplum ve medya bu meseleye adamakıllı sahip çıkmalıdır. Başka bir şehirde anlatsak adamlar ağızlarıyla gülmeye tenezzül etmezler. Acınacak bir haldeyiz: Yatırımcı var, arsa yok. Yahu birader Erzurum bir Trabzon değil ki, diyelim ki “ne yapalım tabiat şartları yüzünden arsa üretemiyoruz.” Uçsuz bucaksız arazimiz var. Hangi yöne başını çevirsen ya üniversitenin, ya hazinenin, ya vakıfların yahut da belediyelerin istemediğin kadar arsası var. Bomboş duruyor. Yatırımcı da arsa bulamıyor. Geçmiş yıllarda da benzer sorun yaşanmıştı. Aralarında Şahsuvaroğlu, Dizayn Boru ve Gecem Aydınlatma gibi şirketler devasa yatırımlar yapacaktı da adamlara arsa verilemedi. Daha doğru ifadesiyle verilmedi. Çünkü o zaman ki bir milletvekili hadi adını da verelim ki başkaları zan altında kalmasın. Muzaffer Gülyurt, kanını kaşığa katıp vekillik nüfuzunu da kullanarak, saydığım bu firmalara arsa verdirmemişti. Demişti ki, “Ben Erzurum’a dünya çapında bir çip fabrikası kurduracağım. Adamlar bizden arsa istiyor.” O günkü Vali Celalettin Güvenç de, araştırmadan soruşturmadan Gülyurt’un bu dayatmasına boyun eğdi ve hazır ayağımıza kadar gelmiş olan dev firmaları elbirliğiyle kovmuşlardı. Sonrası malum: Muzaffer Gülyurt’un kefil olduğu dünya çapındaki o çip fabrikası kocaman bir fiyasko çıktı. Hatta fiyaskodan da öte bir de üçkağıtçı çıktı. Devletten bedavaya kapattıkları Zirai Donatım Fabrikası’nı söküp sattılar da kimse “arkadaş siz ne yapıyorsunuz” diye sormadı. Nasıl ki adamlar kaçıp gitti izlerini kaybettirdiyseler, bizim acar bürokratlarımız anında icra işlemi başlattı. Ara ki bulasın… O zaman da kaybeden bizzat Erzurum olmuştu. Şahsuvaroğlu, Dizayn Boru ve Gecem Aydınlatma, Erzurum’da uğradıkları bu “zulüm” karşısında, küsüp gittiler ve yatırımlarını başka şehirlere yaptılar. Ne hazin bir manzara… Bugün de benzer bir sorunla karşı karşıyayız. Yatırımcı gelmiş arsa istiyor, ama Organize’nin elinde arsa yok. Aslında var da yok. Dün Zafer Bey’e de söyledik. Bu süreci, Organize Sanayi Bölgesi’nin tek başına aşması imkânsız. Şehir sahip çıkmalı ve gerekirse yaşanılan sorun Başbakan Erdoğan’a anlatılmalıdır. Kapımıza gelmiş bu fırsatı da kaçırırsak, Erzurum büsbütün dibe vurur. Organize Sanayi Bölgesi’nin arka kısmında Hazine’ye ait binlerce dönüm yer var. Lakin Hazine arazisi ile Organize Sanayi Bölgesi arasında bir de tampon bölge var ki, işte o tampon bölge şahsa ait… Denilebilir ki şahsa ait o araziyi, Organize kamulaştırıp, yatırımcıya tahsis edebilir. Doğru; bu mümkün… Fakat vaktiyle o şahıslar o tampon bölgeyle ilgili mahkemeden fiyat tespiti yaptırmış. Ortaya öyle bir rakam çıkmış ki, Cumhuriyet Caddesi’ndeki arsadan daha pahalı… On yeni yatırım… Şu anlama geliyor: Her birinde ortalama otuz kişi çalışsa, 300 istihdam eder. Üretimden gelen de cabası… Allah aşkınıza bu imkân bırakın bizim gibi şehirleri de fabrikaya doymuş olan Kocaeli’ne, Kayseri’ye veya Konya’ya gitse kaçırırlar mı? “Yok istemeyiz, bizde yeterince fabrika var” derler mi? Demezler tabii ki… Ama Erzurum diyor, hem de babalar gibi, aslanlar gibi diyor! “Git” diyor. “İstemiyoruz, zaten arsamız da yok.” Şaka gibi demem bundandır. Ne var ki şaka değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.