Alkışlar gönüllülere... Cumartesi günü yapılacak olan "ortak akıl" toplantısı, Erzurumspor'u 4'ncü hafta kaderine terk eden iş bilmezlerin elinden alıp, devre arasına ağır yaralı da olsa getiren gönüllüler grubunun mutlak bir başarısıdır... Yavuz Şenocak, Orhan Özsoy, Saadettin ve Selahattin Öğdüm, Cevdet Kaptan, Zafer Karaman ve Necdet Gümüşenek'den oluşan gönüllüler grubu, Erzurumspor'u lige sokup, sonra pabucun pahalı olduğunu görünce kaçanların bıraktığı enkazı büyük bir fedakarlık yaparak devraldılar. Erzurumspor'u tarihinde ilk kez bir maça çıkaramayanların arkalarına bile bakmadan kaçtıkları günlerde, oyunculardan gelen "bize ağabeylik edin" çağrısına kulak tıkamayan 8 kişilik gönüllüler grubu, A. Sebatspor maçıyla başladıkları görevlerinde kendilerine tek bir hedef belirlemişti. Gönüllülerin tek düşüncesi, "Erzurumspor'u ilk yarı sonuna kadar yaşatalım, belki bir sahip çıkan olur" idi. Sonuç itibariyle çok sıkıntılı 18 haftanın sonucunda, Erzurumspor ilk yarıyı tamamladı. Bugün de "belki sahip çıkan" olur düşüncesiyle, Cumartesi günü "ortak akıl" toplantısı yapılmasına karar verildi. Yani, gönüllüler grubu, iyi niyetle çıktıkları yolda, hedeflerine ulaşmış oldu... Hafızaların zayıflığını ve geçmişi kolay unutabilme hastalığımız nedeniyle, sadece 2 puan alabilen takımın gönüllüler grubu tarafından değil, Erzurumspor'u yarı yolda bırakan birkaç iş bilmezin oluşturduğunu da söylemek de fayda var. Ama gelin görün ki, aynı iş bilmez cesaret yoksunları, bugün oluşturulan takımdan dolayı gönüllüler grubunu çok rahat eleştirebiliyor. Üstelik daha da ileri gidip, "Niye lige devam ettiniz?" diye de hesap sormaya kalkıyor… Hem de kendilerine yöneltilecek, "siz niye takımı lige sokup, kaçtınız?" sorusunu hesaba katmadan... HEM KAÇTILAR HEM DE KONUŞUYORLAR Doğrusu bu soruya ne cevap vereceklerini merak bile etmiyorum. Çünkü, arkasına bile bakmadan kaçan bu zat-ı muhteremlerin amacının üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğu çok açık... Erzurumspor'un bu haliyle Erzurum'un onurunu kırdığını, şehri rezil ettiğini söyleyecek kadar pişkinler üstelik... Erzurumspor bu şehrin onurunu kırdıysa, kulübü bu aciz haliyle lige sokanların, yani kendilerinin baş sorumlu olduğunu unutuyorlar sanırım. Bu arkadaşlara şunu sormak istiyorum; madem cesaretiniz, yüreğiniz yoktu, niye boyunuzu aşan bir işe kalkıştınız? Neden kaçtınız? O ki kaçtınız, sizin bıraktığınız enkazı kaldırmaya çalışan gönüllülere şimdi niye saldırıyor sunuz? Amacınız, maksadınız ne? Bu kininizin nedeni nedir? Erzurum'un onurunu lige girememek değil, 3 hafta sonra ligden çekilmek kırar. Bunu anlayamayacak kadar iş bilmezler, şimdi de "Gönüllüler, ikinci yarıya da devam etmeye yönelik hazırlık yapıyor" yalanını ortaya atıyor. Gönüllüler grubu, futbolcuların "Bizden bu kadar" eylemi yapıldığı gün, onlar da "bizden bu kadar" demişti… Dün de, bugün de aynı düşüncedeler… Gönüllülerin ağabeyi konumunda olan Yavuz Şenocak ile dün görüştüm, "Bu haliyle ikinci yarıya devem etmek, aptallık, enayilik ve de en önemlisi ihanet olur" ifadesini kullandı. "Etimiz belli, budumuz belli" diyen Şenocak, "Bizden bu kadar dedik ve demeye de devam ediyoruz. Bazıları bundan niye rahatsızlık duyuyor anlayamıyorum. Biz kötü bir şey yapmadık. Zor şartlar altında 18 hafta geçirdik ve işimizi bitirdik. Bugün halen daha kulüpte bulunmamızdan rahatsız olanlar, personel olmadığı için, tesisat patlamasın, daha büyük zararlar oluşmasın diye kulübün kaloriferlerini yaktığımızı biliyorlar ama her nedense içtiğimiz bir bardak çayın dedikodusunu yapıyorlar" diye dert yanıyor... Bugüne kadar Erzurumspor'u taşıyan gönüllüler grubunun, şartlar değişmedikçe ikinci yarıya devam etmeleri bence de ihanet olur. Karşılarında ilk başta da beni bulurlar... Ama ortada böyle düşünce, hareket yokken, "ikinci yarıda da devam edecekler" demek, insafsızlıktan öte yalancılıktır... Gönüllüler grubu, 18 haftalık süreçte neler yaptı, bir de ona bakalım... Öncelikle, Gençlik ve Spor İl Müdürü Fatih Çintimar'ın sürgüne gönderdiği Erzurumspor'u haftalarca deplasmana götürmek zorunda kaldılar. Sonrasında da Çintimar'a rağmen, Futbol Federasyonu'ndan maçların yeniden Erzurum'da oynanması yönünde izni çıkardılar. Bu bir başarıydı... Gönüllülerin bir diğer başarısı da, az paraya, çok iş yapmaları oldu. Örneğin, önceki yönetimlerin, 4-5 bin TL'ye gittikleri deplasmanlara, yapılan sıkı pazarlıklar sonucunda bin - 1500 TL'ye kadar düşürdüler. Ayrıca, 18 hafta boyunca, dilenmeden, ona, buna yalvarmadan, bulup, buluşturdukları paralarla takımı maçlara çıkardılar. En büyük destekçileri de Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler'in "samimiyet testi"ne takılan Avukat Sedat Akbulut oldu. Akbulut, Pursaklarspor maçıyla birlikte takımın tüm masraflarını karşıladı. Aşkale Çimento'dan Lütfü Yücelik'in jestiyle alınan 15 bin TL ile de futbolculara, harçlık dağıttılar... İşte bu nedenlerden dolayı 8 kişilik gönüllüler grubu, iş bilmezlerin haricinde herkesin takdirini kazandı, haklı alkışını aldı... KÜÇÜKLER YİNE DOĞRULARI ANLATMADI Önceki akşam Kanal 25'de Naci Ergen'in sunduğu Spor Panorama programında Erzurumspor masaya yatırıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, kulübün tüm sorunlarını yakından bilen isimler yerine, gazete sahipleriyle Erzurumspor'u tartışmayı uygun buldu. Doğal olarak da Başkan Küçükler, Erzurumspor konusunda doğruları anlatmadı. Dört gün önce düzenlediği basın toplantısında, "Hasan Çelik'e 'alacaklarında indirime gidecek oyuncuları oynatabilir misiniz' diye sordum, bana 'oynatamam' cevabı verdi" diyen Küçükler, televizyonda da "Hasan Çelik'e 'mevcut kadro başarılı olur mu' diye sordum, 'hayır' diye cevap verdi" diye anlattı. Dört gün içerisinde diyalog bu kadar değişir mi Sayın Başkan! Küçükler'in anlattığı her iki diyalog da yanlış... Doğrusunu birkaç gün önce yazdım ve o anda yanımızda bulunanların da isimlerini verdim. Küçükler, rakamları çarpıtıp, işi çıkmaza sürüklemeye televizyonda da devam etti. Kulübün futbolculara olan 1 milyon 572 bin TL'lik borcunun, yarı yarıya düşürüleceğine yönelik iddiamıza, aslı, astarı olmayan bir şekilde, "Bu oyuncularla anlaşmak şartı var" cevabını verdi. Örneğin, Halim Karaköse, 65 bin TL'lik alacağı 25 bin TL'ye kadar düşüyor. Bu oyuncu şu an Kayseri Erciyesspor'da ilk 11 oynuyor. Küçükler acaba bu oyuncunun Bank Asya'da oynayan takımını bırakıp, neden Erzurumspor'a gelmek isteyeceğine mantıklı bir açıklama yapabilir mi? Ya da Bursaspor'da oynayan Halil Zeybek neden Erzurumspor'a gelmek istesin? Buradan bir kez daha söylüyorum, alacaklı oyuncuların hiçbirin böyle bir şartı, isteği yok. Başkan Küçükler’in bu ve diğer birçok konuda doğruları anlatmadığını, bazı bilgileri abartarak verdiğini ifade eden bir notu canlı yayını yöneten Naci Ergen’e gönderdim ama her ne hikmetse, yayın boyunca bu not gündeme getirilmedi. İşin ilginç yanı, söz konusu not, program sonrasında Başkan Küçükler’e gösterilmiş. Oysa, yayında gösterilmeli ve bu konuda bilgi sahibi olanların da görüşü dinlenmeliydi. Ancak program sorumlusu bunu nedense uygun görmedi. Belli ki, Başkan Küçükler’in kızacağından çekindi... Hani, "Erzurumspor'un kapanmasına gönlüm razı değil" demişti ya Başkan Küçükler, televizyondaki ifadeleriyle bunun tam tersi bir görüntü sergiledi. Erzurumspor'un borcunu 10 milyon TL olarak açıkladığı gibi, kayıtlarda olmayan çok büyük miktarlarda borcun da olduğunu ifade etti. Getirilen tüm önerilere, bir bahane buldu ve kurulacak amatör takımın ne kadar mantıklı olacağını anlattı, durdu... Amatörden 3. Lig'e çıkacak takım için de 200-300 bin TL'lik bir bütçenin yeterli olduğunu savundu... Bunu söylerken, 3 yıl önce 500 bin TL harcayarak, 3. Lig hedefi koyduğu Büyükşehir Belediyespor'un daha ilk maçta elendiğini aklına bile getirmedi... 3 yıl önce 500 bin TL harcayarak çıkamayacaksın, 3 yıl sonra 200 bin TL ile 3. Lig'e çıkmaktan bahsedeceksin... Ne kadar inandırıcı değil mi? ZONGULDAKSPOR, TAKIM SATIN ALIYOR Bakın, Zonguldakspor 3 yıl önce amatör lige düştü. 3 yıldan bu yana 3. Lig'e çıkabilmek için çırpınıp, duruyor ama bir türlü başaramıyor. Sonunda çareyi Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin iştiraki olan Bugsaş'ın takımı olan Bugsaşspor'u satın alıp, Zonguldakspor yapmakta buldular. Görüşmelerde sona gelindiği ve eğer bir aksilik çıkmazsa muhtemelen Bugsaşspor'un önümüzdeki yıl Zonguldakspor adıyla liglerde mücadele edeceğini hemen iletelim. Yani Sayın Başkan, 3. Lig'e çıkmak, sizin gözünüzden görüldüğü gibi çok kolay değil... Üstelik, Zonguldak bir il takımı ve sizin dediğiniz gibi, il takımı da olsanız, çıkmanız çantada keklik değil... Programda özetle, Erzurumspor'un kapatılmasıyla, yaşatılması arasında çok da bir fark olmadığı, Erzurum'un öncelikli sorununun Erzurumspor olmaması gerektiği sonucu çıktı... Elbette Erzurum'un öncelikli ve tek sorunu Erzurumspor değildir. Ama Erzurumspor, bu şehrin sorunlarından birisidir. Gündemi meşgul etmesi de gayet doğaldır. Onbinleri peşinden sürükleyen Erzurumspor'dan başka bir kurum varsa bu şehirde, o kuruma destek verelim. İyi baktığınızda, olmadığını göreceksiniz... Programda en üzüntü verici yorum, Selahattin Şener'den geldi. Erzurumspor'u, Kanarya Sevenler Derneği ile eşdeğer tutan Selahattin ağabeyin, Erzurumspor'a olan öfkesinin nereden geldiğini bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki, kulübün Süper Lig'de olduğu dönemlerde, hiç de böyle bir benzetme yapmadığıydı. En azından Erzurumspor'a satılmak istenen yabancı bir futbolcu için arkadaşları adına aracılık yaparken, Erzurumspor'u, Kanarya Sevenler Derneği gibi gördüğünü belli etmiyordu... Kimbilir, belki de transfer gerçekleşmediği için koca Erzurumspor, gözünde 'kuş' gibi gözükmüş olabilir! Ne dersiniz!!!(Palandöken)2010-01-06 10:12:40