Gelin size bugün bir hikaye anlatayım. Bir varmış, bir yokmuş. Erzurum'da yarı resmi, yari siyasi bir kurum varmış. Bu kurumda kimin eli, kimin cebinde belli değilmiş. Herkes kendisine göre bir kırallık kurmuş. Öyle bir kırallık kurulmuş ki, asanlar, kesenler, işe alanlar, işten çıkaranlar, tehditler ve hakaretler... Ve yaşanan aşklar... Derken günün birinde, anlı şanlı, derin kulaklı, herkese meydan okuyan krallardan biri aşk yaşadıklarından birini hamile bırakır. Şimdi duyar gibi oluyorum... NNNN diyenleriniz var. Neyse ben hikayeme döneyim. Bu hamilelik olayı kulaktan kulağa dolanır durur. Sonunda kıral bakar ki, iş rayından çıkıyor, çare araştırmaya koyuluyor. Başta prensesi kürtaj olmak istemez. Sonunda prenses ikna edilir ve yola koyulur. Uzak bir şehre gidilir ve kürtajla çocuk burada alınır. Sonra yeniden Erzurum'un yolu tutulur. Kıral bir süre ortalarda görülmez. Ortalığın yatışmasını bekler ve yeniden meydana çıkar. Evet, şimdi Erzurum'da fısıltı gazeteleri bu olayı yazıyor. Herkes bu olayı bir birine anlatıyor. Yani sağır sultan bile duymuş. Hatta kürtajın belgesinin olduğunu bile söyleyenler var. Yani işte küçük şehir. Hiç bir şey gizli kalmıyor. Eninde sonunda ortaya çıkıyor...