Dün, “Bir Ahmet gidiyor, öbür Ahmet mi geliyor?” diye sormuştuk ya… Meğerse; Ahmet değil, Mehmet’miş gelen! Şaka bir yana… Malumunuz şu sıralar Ankara’da dakika başı aday borsası değişiyor! Dün o yazıyı kaleme aldığımız sırada, öne çıkan isim Ahmet Ağırman’dı; fakat birkaç saat sonra işin rengi değişti. O ana kadar adı sanı duyulmamış olan ve aday adaylığı sürecinin hiçbir yerinde olmayan bambaşka bir isim atak yaptı: Mehmet Sekmen… Bir dönem Samandıra, iki dönem Kartal belediye başkanlığı ve bir dönem de milletvekilliği yapan Hemşin kökenli İspirli bir hemşerimiz… İsmi bizde saklı bir milletvekilimiz; Mehmet Sekmen’in adaylığı için, “yüzde bir milyon Mehmet Sekmen” dedi. Ki, o vekilimiz epey sağlamcı ve ağzı sıkı biridir. Öyle kolay kolay yüzde yüz emin olmadığı bir hususta ahkâm kesmez. Başkalarının yanı sıra O vekilimiz bile aynı ismi söylediyse, “artık bu iş bitti” diyebiliriz. Yani AK Parti Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Mehmet Sekmen… Bu durumda, Mehmet Bey’in adının bir tek “resmi olarak” açıklanması kaldı. O da en geç Cuma günü zaten açıklanacak. Şimdi sorulması gereken sorular şunlar: Mehmet Sekmen kimdir, bugüne kadar Erzurum’la rabıtası nedir, neden aday adaylığı sürecinde ismi bir tek gün bile geçmedi? Diğer aday adayları içinde bu göreve layık kimse yok muydu ki Kartal’ın eski başkanı alelacele göreve davet edildi? Aday adayları içinde bu “dayatma”yı sinesine çekemeyecek olan bir isim bile çıkmaz mı, il teşkilatı bu emri vaki karşısında “liderimin yanlışı benim doğrumdur” mu diyecek? Mehmet Sekmen, seneler boyu semtinden geçmediği Erzurum’la nasıl bir ünsiyet sağlayacak? AK Parti haftalar öncesinde başlayarak, “belediye başkan adayını temayül yoklaması, teşkilat görüşü ve anketler neticesinde belirleyeceğim” demişti, biliyoruz ki bu süreçlerin hiç birinde Mehmet Sekmen yoktu. Şu halde AK Parti başta kendi teşkilatı olmak üzere, bütün bir şehri “ti”ye mi almış oldu! Hoş biz o sürecin palavra olduğunu bilmesine biliyorduk ama parti tabanı ciddi ciddi kendi iradesine saygı duyulacağına inanmıştı. Şimdi onların yıkılan hayallerini kim nasıl tamir edecek? Başta sağlık eski bakanı olmak üzere, konuştuklarında mangalda kül bırakmayan anlı-şanlı vekillerimiz bu oldu bitti karşısında acaba ne hissediyorlar? Haşa şehir şovenizmi filan yapmıyoruz, üstelik hayatımızın hiçbir döneminde kimseye “sen nerelisin” diye de sormadık ama birader bu şehir de ağaç kovuğundan çıkmadı ya… Erzurum’un üçte ikisi Karadeniz kökenlidir eyvallah; bugün yerli hangi aileye bakarsanız bakın kökeninde ya Karadeniz ya Kürtlük vardır, işin bu noktasında değiliz, kimsenin kökenini araştırma peşinde olmadık. Lakin her fırsatta “ben Hemşinliyim” diyen bir zatın tepeden inme Erzurum’a “alın size başkan, sizden adam çıkmıyor işte” diye dayatılmasını nefsime zül addeddim. Bu durum acaba sadece beni mi rahatsız ediyor, haftalardan beri aday olmak için yarışan ama sonunda “üçün birini” alan aday adayları bu buyurgan üsluba boyun eğerken, kendilerini nasıl kandıracaklar? Hoş biz ilk kez Hemşinli birini seçiyor olmayacağız, geçmiş yıllarda da nice Hemşinlileri vekil yaptık, işin bu noktasında değiliz ama hiç olmazsa o Hemşinlilerin analarının da dedelerinin de mezarı buradaydı… Sorun şu, Mehmet Sekmen’i Erzurum’da tanıyan yok. Bakın Süleyman Sekmen derseniz O’nu biliyoruz. Öyle ya Hınıs’ta başkanlık, Yakutiye’de başkan yardımcılığı yapmış çok muhterem ağabeyimizdir. Belli ki Mehmet Sekmen de bizim Süleyman Bey’in çok yakını… Fakat Mehmet Sekmen’e dair kimsenin Google dışında söylediği bir şey yok. “Erzurum’un adayı Mehmet Sekmen’dir” diyen AK Parti keşke bu kararını önceden şehir ahalisiyle paylaşsaydı; en azından Erzurum halkı da “adam” yerine konulduğuna inanırdı. Muhtemelen AK Parti kurmaylarının umurunda değil ama bu oldu-bitti Erzurum’u incitmiştir, bundan ötürü bir açıklama yapılacak mı? Dikkat buyurun, bir dönem Samandıra’da iki dönem Kartal’da belediye başkanlığı yapan ve bir dönem de vekillik görevi ifa eden bir zat için, “Erzurum’da belediye başkanlığı yapamaz” demiyorum. Bilakis Kartal gibi son derece çetrefilli bir yerde iki dönem seçilen bir adam, Erzurum gibi avuç içi kadar bir şehri haydi haydi yönetir. Ben meselenin başka bir yerindeyim; onuruma dokunan, işin oldu-bittiye getirilmesidir. “Erzurumlular kendi içinde aday çıkaramaz, biz size İstanbul’dan ithal bir aday gönderiyoruz” denilmesidir, beni rahatsız eden… “İyi de mevcut başkanı da sizin içinizden çıkarmıştık, sonuç ortada…” derlerse AK Parti yöneticileri; Hayır bu tespiti kabul etmiyoruz. Tamam; bugün itibarıyla üstü çizilen o zat, Erzurum’dan biriydi ama Erzurum’un değil, bizzat Tayyip Bey’e tavassutta bulunan ve Erzurum zerre kadar umurlarında olmayan bir-iki adamın arzusuydu. Daha önce yanlış yaptınız diye, kendi yanlışınızın bedelini Erzurum halkına ödetmeye hakkınız yok ki! Mehmet Sekmen kimdir, ne hal üzeredir bilmiyorum. Çünkü benim derdim kişisel değil. Hatta arkadaşlarıma da söyledim, muhtemelen Mehmet Sekmen çok iyi bir belediye başkanlığı da yapabilir. O, bahsi diğer… Bendeniz “maraba” yerine konulmayı kendime yediremiyorum. Evet görüyorum ki aday adaylarının yekunu buna gönüllü olarak “evet” diyorlar ama onlardan bana ne… Hoş maraba olanı zorla efendi edecek halimiz de yok ya… Görüyorum ki en fanatiği bile küçük bir ikbal peşinde! Görün bakın o tosuncukların kimi mebus, kimi genel müdür, kimi müteahhit olacaktır! Bana ne onlardan… Bendeniz Erzurum’un bir belediye başkanı çıkaramamasını hazmedemiyorum. Biliyorum benim ki tamamen bir “devamsızlık” ama bunu söylemesem de kahrımdan ölürdüm. Ben size bi şey söyleyeyim mi, asıl bahtsızlık ne? Asıl bahtsızlık, bu şehirde seçime tek partinin giriyor olmasıdır. AK Parti bilse ki MHP, SP, CHP ve BDP diye bilinen partiler de seçime girecek, emin olunuz ki bize tepeden bir aday indiremez. AK Parti haklı; bakıyor, havayı kokluyor ve görüyor ki seçime tek başımıza giriyoruz, o halde; kimi koysan bu şehir yer! Vatandaşa soruyorsun: Belediye seçiminde kime oy vereceksin? Cevap: “Tayyib’e” “İyi de belediye seçimine Tayyip girmiyor ki!” “Olsun; ben onu bunu anlamam Tayyip ne diyorsa, doğrusu odur” “Başkan adayını tanıyor musun?” Cevap: “Canı cehenneme başkan adayının, ben Tayyip diyorum; bana ne adaydan” Siz susuyorsunuz ve bir kez daha AK parti genel merkezine bu ulvi (!) kararından ötürü teşekkür ediyorsunuz. Diyorsunuz ki evet siz değil misiniz, bizi bizden iyi tanıyan… Şan da sizin şeref de… Haydi alkışlayın… Yahu Mehmet Bey, daha yolun başında sizinle papaz olduğumun farkındayım. Muhtemelen benim üstümü çizersiniz, inanın ki bu umurumda değil de, üzüldüğüm şu olur: Benim sizinle zerre kadar bir alıp veremediğim yok. Tekrar ediyorum bendeniz de sizin iyi bir başkanlık yapacağınıza inanıyorum. Ama lütfen beni anlayın; aşağılanmayı ve yok sayılmayı kabul edemem… Biliyorum telefon numaram zaten rehberinizde yok, bundan sonra da hiç kayıt etmeyin. Nasılsa şu an itibarıyla etrafınızda yalakalık yapmak için bölük bölük ziyaretçileriniz olduğunu da görüyorum. Yani bana zerre kadar ihtiyacınız yok… Benim itirazım; kendi hakkını dahi savunmaktan aciz, korkak ve silik kişilikli adamlara sitemdir aslında… Siz de kurunun yanında yanan yaş misalisiniz… Müsaade buyurun o kadarcık itirazımız da olsun. “Yok olmaz” diyorsanız; haydi buyurun ne yapacaksanız yapın. Değil mi ki Süleyman da sizsiniz mühür de sizde… Bazıları soruyor; “Mehmet Sekmen seçim çalışması için Erzurum’a gelir mi acaba?” Bilmiyorum ama en azından ayıp olmasın diye gelebilir. Gelirse lütfetmiş olur gelmezse zavallı marabalarını hüzün sarar… En iyisi mi Mehmet Bey, siz şöyle bir görünün yeter; nasılsa oylanacak olan siz değil, Tayyip Bey… Eeee, Tayyip Bey’in de kaybetme ihtimali olmadığına göre… Demek ki mesele yok. Yani gelseniz de olur gelmeseniz de…