1. HABERLER

  2. GÜNCEL MEDYA

  3. Murat Ağırel ve Timur Soykan hakkında yurt dışı yasağıyla adli kontrol kararı
Murat Ağırel ve Timur Soykan hakkında yurt dışı yasağıyla adli kontrol kararı

Murat Ağırel ve Timur Soykan hakkında yurt dışı yasağıyla adli kontrol kararı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında dün sabah saatlerinde gözaltına alınan gazeteciler Murat Ağırel ve Timur Soykan hakkında karar verildi. Soykan ve Ağırel, yurt dışı yasağıyla adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı.

A+A-

Gazete Güncel- Adliye'ye ifade verecekleri günün sabahında gözaltında alınan gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Sabah saatlerinde evlerinde arama yapılan ve bilgisayarlarına el konulan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Murat Ağırel ve Bir Gün Gazetesi yazarı Timur Soykan gözaltına alınarak Vatan Emniyet'e götürüldü.

Soykan ve Ağırel'in, kara paradan tutuklanan Flash TV ve Pozitifbank sahibi Erkan Kork tarafından şikayet edildiği ortaya çıktı.

ADLİ KONTROL ŞARTIYLA SERBEST BIRAKILDILAR

Vatan emniyete götürülen iki gazeteci, burada alınan ifadelerin ardından Savcılığa götürülmüşlerdi. Ağırel ve Soykan, savcılık ifadelerinin ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen gazeteciler, yaklaşık 6 saat süren mahkemenin ardından Timur Soykan ile Murat Ağırel yurt dışına çıkış yasağı ve karakola giderek imza verme şeklinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar.

GAZETECİLERDEN İLK AÇIKLAMA

İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliğince adli kontrol şartıyla serbest bırakılan gazeteciler açıklama yaptı. BirGün yazarı Timur Soykan şöyle konuştu:

"Büyük bir hukuksuzluk yaşadık aslında. Bir haber yaptık, o haber bir yasadışı baronu olduğu iddia edilen bir kişinin faaliyetleri ile ilgiliydi, artık ülkede hukuk o hale gelmiş ki o yasa dışı bahis baronu olduğu iddia edilen kişi tutuklanıyor, cezaevine giriyor ve cezaevinden gerçekten hiçbir mantığı olmayan iftira olan suçlamalar yöneltiyor. Ve akıl almaz bir şekilde yargı ciddiye alıyor. Savcı ciddiye alıyor. Gazetecilik faaliyeti, röportaj yapmak suça dönüştürülmeye çalışılıyor. Oysa biz gazetecilik yaptık, büyük skandalın peşindeydik. Çünkü şöyle düşünün yasa dışı bahis baronu olduğu iddia edilen kişi bir banka satın aldı, televizyon kanalı alabiliyordu. Bunlara MASAK, BDDK nasıl izin verdi? Bu dünyanın her yerinde çok büyük bir haberdir ve skandaldır.

Tutuklanmadığımıza sevindik, maalesef ülke bu halde. Maalesef insanlar çok saçma nedenlerle hukuksuz bir şekilde tutuklanabiliyorlar. Buna alışmamak gerekiyor. Gazetecilerin haber yaptığı için evinin basılmaması gerekiyor. Biz en iyi yaptığımız şeyi yapmaya devam edeceğiz."

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Murat Ağırel ise şöyle dedi:

"Çok ilginç bir süreç yaşadık, bayramdan önce bizim ifademizin alınması için emniyetten arandık ve savcıya geldik hemen, 'Acelesi yok, bayramdan sonra ifadenizi alırız' dediler. Bayramdan sonra oldu, avukatlarımız geldi, ifade vermek istediğimizi söyledik. 'Acelesi yok, perşembe günü verirsiniz' dediler. Dün avukatımla konuştum saat 1'de bugün buraya gelip Çağlayan Adliyesi'nde ifade verip sonra da yayınımıza gidecektik. Sabah saat 6'da polis arkadaşlarımızın zili çalmasıyla uyandık.

Bana 5 soruldu, Timur'a 3 soru soruldu, tamamının cevabını verdik, çünkü tapeler var. Dosyada kuvvetli suç şüphesi diye bahsediliyor. Değerli meslektaşlarım, dosyanın içerisinde hiçbir şey yok, bir tane kağıt parçası ve polisin bize sorduğu sorular var. Dosyaya delili biz sunduk. Biz bugün gazeteciliği savunduk, gazetecilik suç değildir dedik. Ne yaptıysak yarın 10 katını daha fazla yapacağız. Çünkü bu ülkenin çocuklarını yasa dışı bahis ile zehirliyorlar. Doğru bildiğimizi yazmaktan geri adım atmayacağız, bizim yolumuzu Uğur Mumcu aydınlatıyor, hiçbir gazeteci dönmez bu yoldan..."

GAZETECİLERİN MAHKEME İFADELERİ ORTAYA ÇIKTI

Murat Ağırel savunmasında şunları söyledi:

"Bu kişinin söyledikleri doğru değil. Kurgudan ibarettir. Son dönemde İstanbul'da yaşanan hukuksuzlukların kendisini suçtan kurtarabilmek adına kurgu içerisinde iftira atmaktadır. Savcılık makamı ifademizi almadan size sevk etti. Ses kaydını dinlemelisiniz. Bu kişiyle ilgili az önce dilekçeyi okuyabildim. Diyor ki 'Flash TV'nin satışıyla ilgili bana baskı yapıyor ve benimle ilgili de şöyle şeyler yapıyor' diye iddialarda bulunmuş. Flash TV satıldıktan 2 ay sonra ben kendisine ulaşmaya çalıştım. Payfix’in 2023 yılında hazırlanan iddianamesiyle alakalı sorular soracağımı söyledim, 'Holding binasına gelin' dedi. Ben gazeteciyim holding binasına gelmem dedim. 'Bir sürü evrak var nasıl geleceğim?' dedi. Gelemeyeceğimi belirttim, bununla ilgili tekrar arayacağımı belirttim. Bununla ilgili Timur Soykan'ı aradım, fikir almak için sordum. gazeteciliğin en temel şartlarından biri karşıya cevap hakkı vermektir.

Bizler gazeteciyiz, hakkında kötü bir şey düşünmem, gerçeği ararız, elimde iddianame ve MASAK var. Kendisi bize ikinci kez aradığında da ‘En güvenli yer burası burada buluşalım’ dedi. ‘Ya gazetede ya da halka açık çay bahçesinde buluşacağım’ dedim. ‘Ses kaydı alacağım siz de ses kaydı alın’ dedim. Halka açık bahçede Timur Soykan ile oturduk. Kendisi yardımcısıyla 5 klasör getirdi. Sorduğumuz sorulara cevap verdi. Bizi zaten konuşturmamaya çalıştı. İddianamesi düzenlenen MASAK raporunda bu kişinin yasadışı bahse aracılık ettiği tespit edilen bu kişinin nasıl oluyor da bir yıl sonra Bankacılık Denetleme Kurumu’ndan lisanslı banka aldığını soruyorum, 'biz bunları ihbar ettik' dedi. 'İşlerim düzgün olduğu için bana bunu verdiler' dedi.

Flash TV ile alakalı bir şey yok. Kendisiyle buluştuğumuzda 2 buçuk ay önce Flash TV'yi almış, ‘Bir tane tweetimi gösterin 10 yıl ceza verin, ben Bankacılık Denetleme Kurumu’nun kanununa tabiyim, beni yazarsanız bunun karşılığı yüksek olur’ dedi. Bu bir tehdittir, utanmadan iftira atıyor cezaevinden. Bu kişi yakalandığında iki milyon dolar para nakit, 60 kilo altın yüz küsur tane de Patek Philippe marka saatler ele geçirildi. Emniyet ifadesine bakın Flash TV'yi kaça aldınız diye sormuşlar ‘İki ya da dört milyona aldım’ diyor. İki ile dört milyon lira arasında iki milyon var. Cezaevinden söylediği şeyden dolayı tutuklama istemiyle karşınıza geldim. Nerede şantaj yapmışım, oradaki cümleyi gösterebilir misiniz?

En son söylediği kelime şu, Flash TV ile şunu sordu, konuşmamız bitti, kendisi viski içiyor, o kadar rahat, biz çay kahve içiyoruz. Konuşmamız bittikten sonra 'Haber yapacaksınız değil mi?' dedi. 'Bankacılık kanununu biliyorsunuz değil mi?' dedi. Flash Tv ile alakalı öncesinden evraklar gösterdi. Kendisinin Cafer'le görüştüğünü söyledi. ‘Siz patronsunuz kendi aranızda konuşursunuz, ben patronlara karşıyım’, dedim. Bizim derdimiz payfix, hukukun üstünlüğüne inanıp bu insanların yaptıklarını ortaya çıkarmamız gerekirken bu kişiler üstünlerin hukukunu kullanarak cezaevinden bizi tutuklatmaya çalışıyor.

Biz de üst kişilerden birini bulup onlarla mı ifade vermemiz gerekiyor, gerçekleri sabote etmemiz mi gerekiyor? Bir yıl öncesinden başlayan ve artık sübuta ermiş gizlilik kararı olmayan dosyayı yazarken bununla ilgili cevap hakkınız var kullanmak istiyor musunuz demek ne zaman suç oldu? Timur Soykan’ı ya da beni tutukladığınızda neyi anlatacağız? Biz hukukun üstünlüğünü savunurken yere düşmüş hukuka güvenirken hukuku yerden yere vuruyoruz, şantajla tutuklamaya sevki nerede gördük, basın örgütlerini çağırın, gazetecilik etik içinde olduğunu göreceksiniz.

‘Bu kişi bana husumet besliyor. Bu yazıları yazdıktan sonra Cumhuriyet Gazetesine ihtarname gönderdim, iddianame var masak var tespitler var vazgeçmiyorum yazıyorum’ dedim. Şikayetçi oldular benden, bana ne Flash TV’den, asıl önemli olan bu halk dolandırılıyor, mazlum olan Türk halkı dolandırılıyur, yasadışı bahis baronlarını yazdığım için onların şikayetiyle yargılanıyorum. Ocak ayında çıkan kirli çağ kitabım var. Bu kitapta yer vermeye çalıştım ama iddianameyi alamadığım için yer veremedim en son kendi davasındaki avukatlardan rica minnet aldım, gizlilik kararı yok, müşteki ve sanık olarak yüzlerce davadan yargılandım, hiçbirinden bu kadar utanmadım. Şantaj yaptı diye cezaevinden dilekçe yazan yasadışı bahis baronu olduğu iddia edilen kişinin iftirasıyla tutuklamaya sevk edildim. Ses kaydında bu insanın sarf ettiği sözleri dinleyin, buradaki suç varsa eğer bana ait, Timur Soykan’ı şahitlik etsin diye getirdim, bu insanlardan bıktık biz, her tarafa çamur sıçratmaya çalışıyor. Bugün burada itibar süikasti yapılıyor. Her yaptığımız haberin arkasındayız. Yazdığım her bir satırın altına bir kez daha imza atıyorum. Serbest bırakılmamı talep ediyorum."

Timur Soykan da savunmasında şunları söyledi:

"Ben atılı suçlama ile ilgili Emniyette ve savcılıkta alınan ifadelerimi hakimliğinizde savunma olarak aynen tekrar ediyorum. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum, suçsuzum. Neden burada olduğum sorusuyla başlamak istiyorum. Avukatlarımız, meslektaşım Murat Ağırel çok açık bir şekilde süreci anlattılar, burada olmamızın ana nedeni yargıda yuvalanmış bir suç yapısının olması, yargı içinde suça karışan bir yapılanma var ya da siyasi talimatla çalışan bir yapı var. Bu yapı bizim gazetecilik yapmamızı istemiyor, bu yapı iktidarın beğendiği gazeteciler gibi olmamızı istiyor. Biz öyle değiliz, işimiz kamu adına iktidarı denetlemek, iktidarın yanlışları varsa ortaya koymak, topluma doğru ve gerçek bilgiyi aktarmakla, onun için neden burada olduğumu neden bu garabeti yaşadığımı daha anlamlı kılıyor.

Şunun bir izahı yok, bir yasadışı bahis baronu, ben de Murat'ta yıllardır yasadışı bahisle türlü mafya gruplarıyla mücadele etmiş tehdit edilmiş gazetecileriz. Bu mücadeleyi yaparken yasadışı bahis baronu olduğu iddiasıyla yargılanan bir zat bizim hakkımızda hiçbir delil göstermeden tek satır şantaj eylemi oluşturacak herhangi bir delil göstermeden bizim hakkımızda şikayetçi oluyor. Bu iftira maalesef ki bir savcı tarafından ciddiye alınıp bizim evimize sabaha karşı şafak vakti polisler gönderiliyor. Bizim işimiz yasadışı bahis baronlarıyla ilgili haber yapmak, uyuşturucu kadar büyük kara para kaynağıdır, bununla haberlerime mücadele ediyorum. Bir yasadışı bahis baronu var, karapara kazanan bu kişi bununla ilgili yargılanan kişi bir banka sahibi, bir banka satın almış, yasadışı bahis baronu olduğu iddia edilen kişi milyonlarca dolarlık kara para trafiğini yönettiği iddia edilen kişinin elektronik ödeme yöntemi var. Bir televizyon kanalının lisansını alabiliyor, bu dünyanın her yerinde çok büyük bir haberdir, özellikle banka kısmı çok büyük bir haberdir.

Şu nedenle çünkü şunu merak edersiniz, bir kişi yasadışı bahis nedeniyle yargılanırken onun banka almasına kimler izin verdi, MASAK raporunun olması gerekiyor onay vermiş olması gerekiyor, BDDK'nın lisans vermiş olması gerekiyor. İstihbarat raporlarından geçmiş olması gerekiyor. Banka kurmak basit bir şey değil, suçlular banka kuramaz. Suçlular TV kanalı lisansı alamaz, suçlular elektronik ödeme sistemi yönetemez, biz böyle bir şey gördüğümüzde haber yapmalıyız deriz. Erkan Kork denen kişiye yargılanan kişiye kimler bu lisansları verdi kimler onayları verdi kara para suçlusu olduğu iddia eden kişi nasıl denetimlerden geçebilir. Ayrıca biz bu çürümeyi de anlatacağız. Devlette yargıda ülkede bir çürüme var. Biz gazeteci olarak skandallar yazmaktan ve bunlardan yargılanmaktan yorulduk. Bu kişi kripto para piyasasına gireceğini söylüyor, yasadışı bahis baronu olduğu iddia edilen bir kişi, bunlar size rüşvet teklif edebilir iftira atabilir, itibarsız kişiliksiz insanlardır. Biz bu kişiyle açık bir alanda buluşalım dedik. Bankaya gelin dedi gitmeyiz dedik, ifadesinde cumhuriyete beni ayağına çağırmak suretiyle demiş, sonra Midpointte buluşalım dedik, oturduk klasör dosyalar, o dosyalarla ilgili soru soruyoruz.

Belgelerini gösteriyor, yasadışı bahis yapmadığını ama yasadışı şirket tarafından tehdit edildiğini söylüyor. Hakkınızda bir suç iddiası var nasıl olur, hükmüm yok bunu yapabilirim dedi, onun için biz bu kişiyle görüşerek aynı zamanda onun yanıt hakkını tanıdık, hakkında haber yaptığımız kişilere cevap hakkı tanıma zorunluluğumuz var, bu kişiye cevap hakkı tanıdık, haber yayınlandı. Murat'ın haberi, orada bir ifadesi var iftiracı Erkan Kork'un, Timur bu haberi desteklemedi diyor, aksine bu çok güzel bir haber, çok önemli skandalı ortaya koyan bir haber. Aynı zamanda Timur Soykan soru sormadı diyor. Hayır sordum. Bu adam hakkında bir tane dava var. Ayrıca biz bu kişiyle röportaj yaparken başka bir soruşturma sürüyormuş yine kara para ile ilgili, bizim bundan haberimiz yok. Biz ilk dava ile ilgili sorular soruyoruz, o sırada polisler adamı takip ediyorlarmış, bizi de orada görüyorlar, biz de herkese açık alanda görüşüyoruz ki bize iftira atamasın, bilerek yemeğinden yemiyoruz, sonra bu süreçte diyor ki Timur haber yaptı, Türkiye'deki çürümeyle mücadele ediyoruz diyoruz ya, ben BDDK başkan yardımcısı Mustafa Aydın'ın skandal düğününü haber yaptım kısa bir süre önce.

Bu haberde şunu anlattım, BDDK başkan yardımcısı davetiye bastırıyor, bu davetiyeyi bütün bankaların yöneticilerine gönderiyor, beş yıldızlı şişlideki bir otele davet ediyor, inanamadım ilk başta, bu düğünü belki izleyebilirim dedim, davet edilen kişiler ne kadar takı takalım diyor. BDDK onları denetlemekle sorumlu, koca bankaların genel müdürleri 10 bin dolar takmakta anlaşıyorlar, ben düğüne girdim, her yer çelenkler vs, düğüne de girebildim çünkü sadece takı merasiminden ibaret bir düğündü, telefonla herkesi çektim, çürüme o kadar normalleşmiş ki bunun haber değerini oradakiler bile anlamıyor, bankaların genel müdürleri BDDK başkanına takı takıp kendilerini göstermeye çalışıyorlar. Oradaki video kayıtlarına bir bakayım belki Erkan Kork da oradadır diye, yasadışı bahisten tutuklanmış adam yargılanan adam gidiyor BDDK başkan yardımcısının düğününe katılıyor, takı takıyor.

Rastlantı sonucu sırayı çekerken bir baktım orada, vücut yapısından tanıdım, skandal düğünde de çıktı gibisinden bir başlık attım, o düğün haberinden dolayı ödül aldım. Ankara'da ödül alacaktım, ben ödülümü almaya gidemedim, çünkü o düğüne katılan BDDK başkanına takı takan kişi o skandalın bir parçası olan kişi yasadışı bahisten yargılanan kişi benim hakkımda hiçbir delil göstermeden Timur Soykan bana şantaj yaptı, bu garabeti ne bu adamın kişiliğiyle ne iftiralarıyla açıklayabiliriz, 7 nisan 2025te SEGBİS’ten bağlanıyor savcıya ifade veriyor, İmamoğlu’nu Murat Ongun’u anlatıyor, delilsiz yine, tamamen uydurma, ne görgüye ne tanıklığa dayanıyor, yine hiçbir delil olmadan tanıklık olmadan aksine ses kaydı varken bize iftira atacak ve savcı bunu dikkate alacak.

Savcı ifademizi almadan bizi sevk edecek, pazarlık mı yaptı, bizim ifademizi almaya değer görmeyen savcılar bu kişinin SEGBİS’ten ifadesini alıp delil var mı, diye sormuyor, ben geçtiğimiz günlerde de başka bir ödül aldım, oradaki haberim şuydu, İsmail Uçarlar Anadolu cbsnin başsavcısıydı, kendisi HSK’ya mektup yazdı, benim adliyemde yasadışı bahis baronları vs rüşvet alan yargı mensupları tarafından serbest bırakıldı, bunları anlattı, haberlere rüşvet karşılığında erişim engeli getiriliyor, sulh ceza hakimi var adını da veriyor, ben Veysel Şahin hakkında çok fazla haber yaptım, adam hakkında haber yaptım, yaptığım haber bahsettiğim sulh ceza hakimi tarafından erişim engeli getirildi rüşvetle, ödül aldığım sırada da haberime erişim engeli ve içerikten çıkarma getirildi, olmayan haberin ödülünü aldık, biz gazeteciyiz, bizim işimiz karanlıkla mücadele etmek, Flash TV ile tek ilgimiz şu olur, böyle bir adama nasıl lisans verdiniz deriz nasıl banka verildi deriz, o bir şeyler söyledi Flash Tv ile ilgili o patron sen patron bize ne dedik, ama kendileri maalesef bunu bir iftira olarak bize atabiliyor, biraz önce dediğim gibi şu oluyor, bu olayı da komikliğiyle anlatacağım, bir savcı İstanbul Adliyesi’nde şöyle bir karar istedi, iki buçuk ay önce satılan bir kanalın satışını engellemekten bize ceza istedi, adam bize kanalı yönettiğini söylüyor, savcı bunu tutuklama gerekçemiz yapıyor, bizi tutuklayacaksanız nerede bir şantaj varmış hangi kelime, ben mesaj mı atmışım seni öldüreceğim vs buna dair tek bir cümle göstermeden bizi tutuklarsanız hukuk rezaleti olarak anlatılacak diye düşünüyorum."

EMNİYET İFADELERİ ORTAYA ÇIKTI

Timur Soykan ve Murat Ağırel'in emniyetteki ifadesi de ortaya çıktı. Kork’un "şantaj ve tehdit" iddialarını reddeden gazeteciler, kamuya açık alanlarda ses kaydıyla yapılan görüşmelerin tamamen gazetecilik amacı taşıdığını vurguladı.

İfadesinde, yasa dışı bahis ve uyuşturucu kaçakçılığı üzerine haber ve kitaplar hazırladığını belirten Timur Soykan, “Kork hakkında yasa dışı bahis davası olduğunu öğrendik, haberi geliştirmek ve yanıt hakkı için görüştük” dedi. Görüşmenin şeffaflığı için kamuya açık bir mekânda yapıldığını söyleyen Soykan, "İftiralardan korunmak için Kork'un ofis teklifini reddettik" ifadesini kullandı.

Erkan Kork’un, “Flaş TV’yi aldıktan sonra üzerime gelindi” yönündeki suçlamalarını da yanıtlayan Soykan, “Dünyanın her yerinde yasa dışı bahis şüphelisinin banka, e-ödeme ve TV sahibi olması haber değeridir” dedi. Soykan ayrıca, bu iftiraların bireysel değil, yargı içinde örgütlü bir çabanın ürünü olduğunu öne sürdü.

Murat Ağırel ise ifadesinde, yasa dışı bahis sistemleri üzerine yazdığı “Kirli Çark” kitabı kapsamında Erkan Kork ile temas kurduğunu ve röportajın içeriğinin kitabında yer aldığını belirtti. Görüşmenin tamamen kamuya açık bir çay bahçesinde yapılmasını teklif ettiğini aktaran Ağırel, “Tehdit ve şantaj iddiaları gerçek dışıdır. Kayıt alınmasına kendim izin verdim. Eğer baskı kurmak isteseydim görüşmeyi kendi kontrolümde bir alanda yapardım” diye konuştu.

Ağırel ayrıca, “Flash TV ile ilgili özel bir ilgim yoktu. Kork bu konuyu açtı, ben de gazetecilik refleksiyle sordum. ‘Baskı altında’ olduğunu iddia ettiği anda viskisini yudumlayıp üzüm yiyordu, biz de çay içiyorduk” dedi.

İki gazeteci de ifadelerinde, yapılan haberlerin yasal, etik ve kamu yararına uygun olduğunu savundu. Ağırel ve Soykan, Erkan Kork’un iddialarının mesleki çalışmalarından duyulan rahatsızlıktan kaynaklandığını belirterek Kork’tan şikayetçi olduklarını ifade etti.

 

Kaynak:Halk TV

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum