Siyasette Teyo dönemi!
Rahmetli Teyo Pehlivan, hayattayken de meşhur biriydi. Öyle ki, anlattığı hikayeleri, palavraları ve mizah yanı güçlü hicivleri abartılı biçimde de olsa dilden dile dolaşırdı. Hasankale'nin dili olsa da anlatsa, nice profesörler, nice politikacılar, nice ünlü isimler sırf O'nu dinlemek için ayağına kadar gider, yakası açılmamış iki çift söz dinlemek isterdi. Şayet Teyo Pehlivan telif denilen bir imkanın varlığından haberdar olmuş olsaydı, belki de Cem Yılmaz kadar hem popüler olurdu hem de varlıklı... O, fakrı zaruret içinde son nefesini belediye bakımevinde verdi. Kimbilir kaç akşam aç yatıp, sabah aç uyanmıştı. Oysa hikayeleri, zenginlerin bol çeşitli akşam yemeklerinin baş mezesiydi. Güreşe olan aşırı ilgisi ve gençliğinde de ufak tefek denemeleri yüzünden adı pehlivana çıkmıştı. "Ben bilmem onlara sor" sözü, Teyo'nun pehlivanlığının çapını anlatan bir sözdür. Hasankaleliler çayırda yağlı güreş izliyor. Bi bakıyorlar ki Teyo da orada... Böyle bir fırsat kaçar mı? Kaçmaz tabii ki... Hemen Teyo'ya da bir kispet giydirip pehlivanlar arasına katıyorlar. Teyo, Yusufelili bir genç pehlivanla eşleşiyor. Adamcağız rakibinin hakiki bir pehlivan olmadığını bilmediği için güreşiyor ve anında Teyo'nun sırtını yere vuruyor. Ahali hep birlikte bağırıyor: "Olmadı, bir daha tutsunlar. Bu sayılmaz." Yapılacak şey yok, gerçek pehlivan, yalancı pehlivanla yeniden güreşe tutuşuyor. Akibet belli: Teyo yine tuş... Ahali tekrar itiraz ediyor, yeniden güreş başlıyor. Yusufelili pehlivanın artık canına tak diyor. Teyo'yu tuttuğu gibi yine sırtüstü çimenlere yapıştırıyor. Ama bu kez itiraz olmasın diye de bi güzel göbeğine oturuyor. Bir yandan da soruyor: "Bu sefer tamam mı?" Teyo bu, sırtı yere gelse de "tamam yenildim" der mi hiç? Lafı patlatıyor: "Ben bilmem, onlara sor" Başbakan Erdoğan geçen yıl partisinin grup toplantısında, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken Teyo'nun bu hikayesini anlatmaya başladı ama sonunu getirmeden "Neyse" dedi. "Bilenler biliyor." Bilenlerin bilip, bilmeyenlerin de merak ettiği hikayenin devamı buydu. Teyo Pehlivan hayattayken de belli bir "hayran kitlesi"ne sahipti ama O asıl şöhreti aç biilaç öldükten sonra yakaladı. Gazeteler yazı dizileri yaptı, televizyonlar da adına komedi programları yayınlandı. Sevgili Cumhur Seval, çok usta bir tiyatrocu olmasına rağmen kariyerindeki en parlak dönemi, büyük bir başarıyla canlandırdığı Teyo tiplemesiyle elde etti. Mizah, bir toplumun en kıymetli hazinelerinden biridir. İçeriğine katılırsınız veya katılmazsınız ama bir gerçek ki Gezi protestosunda öyle yaratıcı pankartlar asıldı ki, en baba karikatüristler bile gıpta ettiler. Teyo, şehirli ve mektepli biri değildi ama Allah vergisi mizah zekası olan natürel bir insandı. O'nun okumuşlarına ve şehirli olanlarına şovmen ya da komedyen diyorlar. Rahmetli bugünler de yine bir numara! Bu kez ne televizyon dizi, ne gazete tefrikası ne de zenginlerin yemek masaları... Teyo bu kez meydanları inleten siyasetçilerin ana malzemesi! Önce MHP lideri Devlet Bahçeli Erzurum'da Başbakan Erdoğan'ı eleştirirken, Teyo benzetmesi yaptı. Ertesi gün de Başbakan aynı göndermeyi Bahçeli'ye atfetti. Bu tablo bir yanıyla hoşuma gitmedi değil. Öyle ya hem iktidar, hem de muhalefet bir hemşerimizi yad edip durdu. Ama bir cephesiyle de bu yad etmelere bozuldum. Erzurum deyince bu liderlerin aklına sadece Teyo mu geliyordu. Gerçi Erdoğan mitingdeki konuşmasında, Avlarlı Efe'yi de andı, Nene Hatun'u da fakat konuşmanın sıklet merkezinde Teyo vardı. Oysa... Erzurum, öyle zengin bir tarihi arka plana sahip kent ki aslında bu kentin tarihe mal olmuş değerleri arasında bir sıralama yapılsa, Teyo listede yer alamaz. Yine de ziyanı yok. Çünkü: Kültür zenginliği böyle bir şey.... Kahramanlar da var, sahte pehlivanlar da... Şairler de var, alimler de... Teyo'nun hikayelerinin çoğunda, devlet adamlarıyla nasıl oturup kalktığı, onlarla nasıl sohbetler ettiği vardır. Hayattayken, anlattıklarının hiç birini yapamadı belki ama öldükten sonra devlet adamları Teyo'yu anıp durdu. Az şey mi? Merak ediyorum: Teyo bugünleri görseydi, adının böylesine seçim meydanlarında dillendirilip durduğuna şahit olsaydı acaba ne derdi? Şöyle söyler miydi sizce: "Ya aslanım; beni hep palavracı olarak dinlediniz, anlattıklarıma inanmadınız sadece eğlenmek için gülüp durdunuz, ama bakın şimdi kimler benden bahsediyor. Demek ki hepten de sallamıyormuşum yani." Haklı olurdu; hem de sonuna kadar. Bu memleket ağzına kadar Teyo dolu olmasına rağmen, hangi devlet adamı veya lider onları anıyor. Varsa yoksa Hasankaleli Teyo... Demek ki sadece palavra sıkmak yetmiyormuş, demek ki sadece yalakalık etmek, eyyamcı olmak, el etek öpmek adamı meşhur etmiyormuş. Teyo olmak da bir hüner ister, zeka ister, mizah kabiliyeti ister. Boşuna Teyo olmak için sıraya girmeyin. Her yalancı güldürmeyi beceremez... Allah rahmet eylesin, kendi gitti adı yaşıyor.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.