Soma...
Soma... Soma’da gün aydınlanırken aslında yüreklerdeki ışık, gözlerdeki fer, dizlerdeki derman tükeniyordu. Bakan Yıldız açıkladı, "...maalesef artık canlı çıkma ihtimali kalmadı" Oysa hepimiz o mucize gerçekleşsin diye dua ediyorduk, ama olmadı... Soma’da sabah, yeniden zifiri karanlığı gömüldü. Şafak sökmedi... Bütün bir milleti ta yürekten yakan bir acı yaşıyoruz. Soma’da öyle bir yangın çıktı ki, kor ateşi en taş kalpleri bile yaktı. 7’den 70’e herkesin nefesi düğümlendi, canı acıdı... Buna rağmen bir takım ahlaksız ve merhametsiz tipler anında harekete geçtiler: Acaba bu facianın üzerinden bir kazanım elde edebilir miyiz, acaba buradan abanırsak "Uzun adamı" devire bilir miyiz? Yahu el insaf... Bu nasıl bir vicdan ve insaf kirlenmesidir böyle... Soma’da üç yüzden fazla insan hayatını kaybetmiş, on binlerce yüzbinlerce insan ölümden beter durumda... Şimdi hükümete gol atma zamanı mı? Kimse demiyor ki, kusuru ve ihmali olanlar korunsun kollansın... Nasılsa herşey ortaya çıkacak. Kim kusurlu ise, kim gerekli önlemleri almamışsa zaten kanun önünde hesabını verecek. Daha yerin altında çıkarılmayı bekleyen insanlar varken, hükümet aleyhine bi şeyler devşirme hesabı içine girmek, en masum ifadesiyle ahlaksızlıktır. İnşallah değildir ama ya bu facianın arkasında bir sabotaj çıkarsa ne olacak? İtidalle beklemek ve sonucu görmek lazım… Bu öyle bir felaket ki hiç kimse olayın üstünü örtmeye, adres saptırmaya ya da birilerini koruyup kollamaya cesaret bile edemez. Çünkü bu aynı zamanda insanlığın ortak bir dramıdır. Soma, artık tarihe kapkara harflerle yazılmış bir sayfadır. Orada bir avuç kömür için bir ömür verenlerin destanı yazıyor. Kim değiştirebilir bu destanı, kim? Bugün Cuma... Başlar secdede, eller duada... Allah’ım sen o şehitlerimize rahmet eyle, merhamet pınarlarını onlardan ve bizlerden esirgeme... Ya Rab! Sen bu milleti bir daha böyle büyük acılarla sınama...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.