Susma sustukça…
Günlerdir olup biteni seyrediyorum. Belki iyi olur, belki birileri olup bitenin farkına varır diyorum. Ama ne duyan, ne gören var. Türkiye hızlı bir şekilde uçuruma doğru gidiyor. Gezi Parkı eylemi 16. gününe girdi. Eylem Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış. Kimin eli kemin cebinde belli değil. Kim ne konuşuyor, anlamıyorum. Şiddet, şiddet almış başını gidiyor. Kırıp, yakıp, yakıyorlar. Niye bileniniz var mı? Bir yanda Gezi Parkında, mahsun bir eylem yapanlar. Diğer bir tarafta mahsun eyleme destek veren anarşistler. Peki, biz nereye gidiyoruz. Ya da, ülkemizi nereye götürüyoruz. Peki, bizi yönetenler ne yapıyor? ** Yasaklar, yasaklar arka arkaya geliyor. Susayım dedim. Baktım ki, susarak hiçbir yere varılmıyor. İşte ülke yıllardır sustu. Sonunda patladı. Konuşturmadık, yazdırmadık. Sonucunu gördük. Türkiye sokakta. Erzurum sokağa çıkmışsa, birilerini başını iki elinin arasına alıp düşünmeli. İşte son yasak. Alkol satışına ve içimine getirilen sınırlamalar. Sayın Başbakanımız, bu yasağı öyle bir anlatıyor ki. Hak vermemek elde değil. Saat 22.00 ila 06.00 arasında alkol satışı yasak. Sayın Başbakan, Erzurum gibi bir şehirde neredeyse her köşe başında esrar ve uyuşturucu satılıyor. Hem de 24 saat. Balleyci ve tinerci sayısı her gün patlıyor. Balley ve tiner satışı her yerde yapılıyor. Peki, bunları nasıl önlemeyi düşünüyorsunuz Sayın Başbakan…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.