Gaziantep'te gördüğümüz tipik PKK işi değil. Elbette PKK yapmıştır. Ama havada bir ucu İran'a, diğeri Suriye'ye; hatta Irak ve İsrail'le kadar uzanan çok aktörlü bir Ortadoğu tezgahı kokusu var. Ne var ki; gerek zamanlama gerekse tarz olarak çok aktörlü, karmaşık bir terör olayından bahsediyoruz. PKK, kalkışmaya hazırlanıyordu. Paralel bir devlet yapılanması peşindeydi. 30 yıllık terörle mücadele döneminin en doğru ve yerinde hamlesiyle KCK örgütlenmesi çökertildi. Yakın dönemde ise "Şemdinli kalkışması"nı denediler. Bu da güvenlik güçleri tarafından başarıyla püskürtüldü. Bölücü örgüt arada, Güneydoğu Anadolu'daki karakol baskınlarında askerlerimizi şehit ederek sesini duyurmaya çalıştı. Aslında PKK izole olmaya doğru gidiyordu. Politik ilişkiler ağı ve uluslararası diplomasi nihayet Türkiye'nin yanındaydı. İran ve Suriye bile bize yardımcı olmaya başlamıştı. Kendi topraklarında PKK operasyonları yapıyorlardı. Maalesef Suriye'deki dengesizlik ve istikrarsızlık yoğun bakımdaki PKK'ya adeta oksijen çadırı gibi hayat verdi. Gaziantep rastgele bir seçim olamaz. Başta dediğim gibi bu olup bitenler tipik PKK saldırısı da değil. Terör politik sonuç üretmeyi amaçlıyor. Peki buradaki hedef nedir? Nasıl bir siyasal çıkar güdülüyor? Buna kafa yormalı. Erzurum- İran yakınlaşması… Şimdi ise yakınımızda, yada gözlerimizin önünde gelişen olaylara bakalım. Son aylarda, İran yönetimi adeta Türkiye’ye kin kusuyor. İran bununla da yetinmeyip, PKK Kamplarını yeniden faaliyete geçiriyor. Yani teröristler yetiştirip, Türkiye’ye gönderiyor. Hem de, komşu illerimizden. Birde İran son aylarda şunu yapıyor. Üstelik ilagal ve Erzurum üzerinden. Tabi sivil kitle örgütleri ve Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla. Bunlar, şimdilik kültürel ve sanatsal faaliyetler. Ayrıca, ticaret adı altında sürdürülen uçak seferleri. Bu arada, Yayın panterimiz Sayın Mehmet Şener’e gelen bir yorum dikkatimi çekti. Onu da sizlerle paylaşmak istedim. Aslında isimler ve makamlarda bu yorumda yer alıyordu. Ama ben noktalayarak yayınladım. Bakalım, sizlerin yorumu ne olacak… İşte o yarım… Sayın Şener sizin dikkatinizi çekiyor mu Geçen gün Samanyolu televizyonunda yayınlanan Maceracı adlı program Erzurum\'a konuk olmuştu. Program Erzurum\'un ramazan güzellikleri, manevi atmosferi, kültürü ve adetlerini tüm Türkiye\'ye bir kez daha gösterdi. Erzurumlu da halkıyla bürokratıyla program yapımcılarını gayet hoşnut bir şekilde uğurladı. Buraya kadar sorun yok... Programda Yakutiye belediye başkanı Ali Korkut kent meydanında kurduğu iftar çadırında konuk etti program ekibini. Program biterken roll caption\'da, yani programın sonunda katkılarından dolayı teşekkür edilen kişi ve kurumların adlarının sıralandığı akan yazıda, ne yazık ki Büyükşehir belediyesinden en ufak bir bahis yoktu. Merak ettim böyle bir program büyükşehir belediyesinden herhangi bir talepte bulunmamış mıydı? Ali Korkut (ilçe belediye başkanı) yayın konuğu olurken, Sayın Ahmet Küçükler neredeydi... Erzurum her gün ulusal bir yayına konumu oluyordu ki, Sayın başkan rağbet etmedi. Ya da, program ekibi İran televizyonu, İran Kültür ataşesi, Tebriz Belediyesi vesaire İran menşeli değildi de ondan mı? Sayın başkan; Ülkemizin bugünlerde geçirdiği kritik dönemeçte, özellikle yakalanan teröristlerin İranla ilgili beyanlarında ve de Suriye’de katledilen 20 bin Müslüman’a rağmen hala Suriye\'yi destekleyen İran\'a karşı nedir bu sevgi, ilgi, BAĞLILIK. Eminim ki bu sizden kaynaklanmıyor… ................İran (Molla) sempatizanlığı bu destek için yeterli midir? Ya da İmam Hatip Lisesi\'nde öğretmenken meslekten atılan ve bugün ............. yapan şahsın, şahsi refleksi midir, yoksa cemaatin yayın kurumlarından bir olan STV\'nin bu programı yapıyor olması mıdır sorun? Sayın başkan ekibinize dikkat edin, yoksa değil ADALET BAKANI, adaletin adayı bile olamazsınız.