Kültür Eğitim Vakfı açıklama yaptı: PDY ile ilgimiz yok İyi de; size sormazlar mı, "madem FETÖ'cü değilsiniz, ne diye örgütün mallarını üzerinize geçirdiniz?" Ne paralelcilere ne de paralele yardım ve yataklık eden kimseye karşı şahsi bir kinim ya da kişisel bir hesabım yok. Lâkin sözkonusu, bu milletin birliği ve yer yüzündeki son Türk devletinin bekası olunca, iş değişiyor. Zira, o vakit mesele, kişisel olmaktan çıkıp milli bir mücadeleye dönüşüyor. PKK ve türevleri için 30 yılı aşkındır nasıl bir tepki gösterip karşısına dikildikse, bugün de adına "yasadışı denilen" her oluşum için aynı duruşu sergiliyoruz. İnsanlığın bu son kalesine halel gelmemesi için canını feda eden kahramanlarımızın ve siyaseten yedi düvele karşı dik duran devlet adamlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Niceleri üç maymunu oynarken Palandöken, 17-25 Aralık'tan beri kesintisiz olarak, adına, "FETÖ" denilen ve nihayet mahkemelerin de "yasadışı terör örgütü" olarak kabul ettiği, ayrıca Milli Güvenliğimiz açısından da tam bir şeytan üçgeni olarak görülen FETÖ ile mücadele etmek, bu aziz millete ve devletimize karşı kutsal borcumuzdur. Açıklamaya, cevap... 1979 yılından beri Erzurum'da, "Kültür ve Eğitim Vakfı" adı altında, Kırkıncı Cemaati'nin bir kolu olarak faaliyet gösteren bu yayınevi, geçen Cumartesi günü yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamanın en canalıcı kısmı, "...biz paralel yapı değiliz, onlarla hiç bir ilgimiz yok" cümlesiyle özetlenebilir! Bu açıklamaya karşı söylenecek bi ton söz, bi o kadar da cevabı istenecek sual var. Fakat bizim meselemiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir. Bu sebeple, açıklamada imzası bulunan o kurumsal yapıya bir kaç kelamımız olacak. Susarsak eğer zannedecekler ki, korkuttuk, bastırdık ve haklı olduğumuzu ispatladık! Yok... Hiç de öyle değil. Ne kimse sizden korkar, ne de kimse sizin çıkardığınız gürültü karşısında sinip kalır. En azından bu, bizim için geçerli değil. Ey Kültür ve Eğitim Vakfı, "...paralel yapıyla ilgimiz yok" diyorsunuz ya, siz de bal gibi biliyorsunuz ki, bu yaptığınız dört dörtlük bir takiyyedir. İllâ ki hukukçularınız vardır, inanmıyorsanız onlara danışın; göreceksiniz ki, terör örgütlerine yardım ve yataklık etmek de, en az terör örgütü üyesi olmak kadar ağır bir suçtur. İşte sizin yaptığınız tam da budur... FETÖ'ye ait okul binasını, ölü eşek fiyatına, sanki talandan mal kaçırırcasına satın alıp, tapusunu üstünüze geçirdiniz! Savcılık yapılan bu işlemi suç kabul edip, evrakta imzası bulunan Özel Güneş Eğitim Kurumları için soruşturma başlattı, tapunun iptalini talep etti. En nihayetinde de, bu eğitim kurumlarının kâğıt üzerindeki en tepe ismi olan Musa Sönmez, "FETÖ'ye yardım ve yataklık etmek" iddiasıyla tutuklandı. Açıklamanızda siz de kabul ediyorsunuz, diyorsunuz ki, "...Kültür ve Eğitim Vakfı Özel Güneş Okulları'na hissedardır." Yani ortaktır. Niye böyle alelacele davrandınız anlamış değiliz. Biz de zaten sizin resmi açıklamanızda beyan ettiğiniz hususa dikkati çekerek, "...FETÖ Kırkıncı ittifakı çökertildi" demiştik. Öyle olmadı mı yani? Madem sütten çıkmış ak kaşıksınız o halde, niye FETÖ'ye ait olduğunu bile bile o binayı üç paraya kapattınız? Yazılı açıklamanızı dikkatle okudum, anlamaya çalıştım; belki inanmayacaksınız empati bile yaptım. Ancak gördüğüm şudur: Siz o açıklamanızda olayın esasına girmeden, polemik yaparak kenarlarda dolaşmış ve merhum Mehmet Kırkıncı Hoca'yı ön plana çıkarmışsınız. Kendinizce kurnazca bir manevra yapmışsınız! Emin olunuz ki kimse yemedi. Sayın KEV... (Yazılı açıklamada ki imza hanesinde böyle yazıyor) Ne Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yaptığı operasyonda, ne yapılan muvazaalı bina işleminde, ne kurumunuzda FETÖ'ye ait kitapların satışında, ne de tutuklanan mensubunuzun izâh edilemeyen pozisyonunda, merhum Mehmet Kırkırcı'nın bir dahili yok; Bediüzzaman ise, Kaf Dağı kadar uzak... Sizler, o isimlerin arkasına sığınarak, tamamen kurumsal bir tercihte bulunarak, FETÖ'cülerle alış-veriş yaptınız! Tüm dediğimiz budur, bunu da zaten biz değil adliye ve polis söylüyor; bir de tapu kayıtları... Sayın KEV... Resmi kayıtlarda Özel Güneş Okulları'nın yönetim kurulu başkanı olarak görünen ama esasında şirkette tek kuruşluk dahi hissesi olmayan, bugün de tutuklu olduğu için sorularımıza cevap veremeyen Musa Sönmez kimdir ve size nereden geldi, bir kuruşluk hissesi olmayan bir öğretmeni neden onlarca milyonluk cirosu olan bir şirkete yönetim kurulu başkanı yaptınız? Ayrıca... Çok yakın bir zamanda, Kültür ve Eğitim Vakfı olarak, Özel Güneş Okulları'ndaki hissenizi artırdığınızı, dolayısıyla da yeni sermaye koyduğunuzu biz değil, işte orada duran Ticaret Sicil Gazetesi yazıyor! Sayın KEV... Yazılı ya da resmi açıklamanızda, "...paralel yapıya karşı olduğunuzu" söylüyor, buna karine olarak da vaktiyle Mehmet Kırkıncı Hoca imzasıyla yapılan bir açıklamayı gösteriyorsunuz. Hoş siz de biliyorsunuz ki, tam da aynı günlerde içinizdeki başkaları o açıklamayı tekzip eden basın bildirileri yayınlamışlardı. Yani tavşana kaç, tazıya tut deme politikası! Neyse bu çok da önemli değil. Herkes neyin ne olduğunu çok iyi biliyor, görüyor. Birilerinin sandığı gibi bu şehir, kulağının üstüne yatıp durmuyor. Asıl sorumuz şu: Bahsi geçen açıklamanızın hiç bir yerinde, "FETÖ terör örgütü" diye bir ifadeniz yok. Paralel yapı; ucu açık bir tanım, nereye çekersen oraya gider. Kaldı ki Fethullah Gülen'in kendisi de "biz paralel yapı değiliz" dedi, yüzlerce kez... Acaba eğip bükmeden şöyle ağız dolusu söyler misiniz, Fetullahcı Terör Örgütü'ne karşıyız... Tercih sizin, ister dersiniz ister demezsiniz; değil mi kiaslolan dediğiniz değil, yaptıklarınızdır. Bir de basının, haydi daha açık söyleyelim Palandöken'in haberine karşı "...menfur faaliyetler" yakıştırmasını yapmışsınız! Ne acı bir tesadüf; '83'te sizin cemaat, Evren'in 12 Eylül Anayasası'na hayır diyecek olanları, "fitne uyandırmak" ve "şeytanla işbirliği yapmak"la ithâm etmişti. Zahir, ilmi ve imani görüşünüzde, sizin hilafınıza düşünen herkes ya "şeytanla işbirliği" yapıyor, ya da bugün söylediğiniz gibi "bir takım menfur girişimler"de bulunuyor! Hoş güzel de...Biliyorsunuz ki zırva tevil götürmez. öyle dediniz diye, Palandöken'in sormaya devam edeceği soruların cevabını vermiş olmuyorsunuz... Halbuki... Soru çok basit: FETÖ'ye ait o okul binasını, gerçek değerinin beşte biri fiyatına niye aldınız? Bu soruya cevap vereceğinize, açıklamanızın yarısını merhum Mehmet Kırcı'nın sözlerine, yarısını da yine merhum Bediüzzaman'ın eserlerinden alıntıya ayırmışsınız, bakiyesinde de bizim haberlerimiz için "menfur faaliyet" demişsiniz! Böylelikle hakkınızdaki ağır suçlamaya cevap vermiş oldunuz! Olmadı sayın KEV; hem de hiç olmadı. Zekâmızla alay etmenize izin vermeyiz.